Rodos, on iki adaların en büyüğü ve merkezi. Oldukça büyük bir ada. 1400 km kare yüz ölçüme sahip. 130.000 civarı yerleşik nüfusu var. Burada 2 gece kaldık ama kesinlikle çok kısa ve en azından 4-5 gün kalınmayı hak ediyor. Dünyanın yedi harikasından biri sayılan ve güneş tanrısı Helios'un şerefine yapılan ünlü Rodos heykeli şimdiki limanın iki ucunda yer alıyormuş. Limana giren gemiler, M.Ö. 225' te deprem sonucu yıkılana dek bu devasa heykelin arasından geçermiş. Heykelin ayaklarının olduğu söylenen iki kaidede, şimdi iki adet geyik heykeli yer alıyor. Bu heykel sembolüne, adanın farklı yerlerinde ve Dodekanisos Seaways firmasının ambleminde de rastlıyorsunuz. Meis'ten bindiğimiz küçük uçakla 45 dakikada Rodos'a vardık. Adanın kuzeyinde yer alan şehir merkezine ise havalimanından kalkan bir otobüsle gittik. Sahile yakın bir sokakta ayarladığımız Helena Hotele yerleştiğimizde akşamüstü olmuştu bile.
Rhodes is the biggest and the center island of Dodecanese. It is a huge island. Its area is 1400 sq.meter and its population is about 130.000. We stayed here for two nights but it definetly deserves 4-5 days at least to stay. The famous Colossus of Rhodes, aceepted as one of the seven wonders of the ancient world, has located between two borders of the port and it was builted in the honour of sun god Helios. The ships arriving to the port has passed under this statue until it has collapsed in 225 BC because of an earthquake. Now there were two deer statues placed on both pedestals in which related with the feet of the Colossus. You can also coincident with this deer symbol in different places of the island and in the emblem of Dodekanisos Seaways. We arrived to Rhodes in 45 minutes by charter plane from Meis. We went to the city center located in the northern part of the island by bus from airport. It became afternoon until we placed our room in Helena Hotel, near to the coast.
Rodos'un old town kısmını saymazsak genel olarak büyük bir şehir havasına sahip. Bina ve insan sayısı bir ada için oldukça fazla. Bu yüzden zaman zaman adada bulunduğunuzu unutabilirsiniz. Old town kısmı oldukça tarihi ve dolaşmaya değer. Kökeni Osmanlılara dek uzanan sayıları birkaç bin kadar olan Türk azınlık yaşıyor burada. Rodos Kalesi, eski çarşı, büyük üstatlar Sarayı, Süleyman Camii görülmesi gereken başlıca yerler. Hava kararana dek kalın duvarlı surlar arasında dolaştık.
Rhodes center generally looked like a big city except old town part. The number of building and population was too much for an island. Therefore, you can sometimes forget that you reside in an island. Old town part is extremely historical and deserving to stroll. A small number (about a few thousands) of Turkish minority population whose root back to the Ottoman era are living in here. The top sights in Rhodes are Rhodes Fortress, Old Bazaar, The Palace of Grand Master, Suleyman Mosque. We strolled between thick fortification walls until it getting dark.
İlk akşam yemeğimizi yorgun ve aç olduğumuz için çok fazla dolanmadan sıradan bir dönercide yedik. Yanında Grek salatası da aldık. Porsiyonlar genelde bol konduğu için doyurucu oluyor. Yemekten sonra eski şehrin sokak ve dükkanlarını keşfedip otelimize döndük.
We had our first dinner in an ordinary gyros shop without strolling too much because of we were exhausted. Portions usually were generous. We discovered the shops and streets of Old Town after dinner and returned to the hotel.
Dükkanların bazıları artık azınlık haline gelmiş Türklere ait. Bozuk bir şiveyle Türkçe konuşuyorlar. Hediyelik eşya dükkanlarında seçenek oldukça fazla.
Some of the shops were belonged to the Turkish minority. They were speaking Turkish with a bad accent. There were many options in souvenir shops.
Ertesi gün otelimizdeki havuzbaşı kahvaltımızın ardından denize yöneldik.
We directed to the beach on next day after our breakfast in hotel pool.
Elli beach konum itibariyle bize en yakın olandı. Burada akşamüstüne dek deniz keyfi yaptıktan sonra hava kararana dek tarihi şehir kısmında turladık.
Eli Beach was the nearest beach to us in respect of location. We spent our time in here until late afternoon. Then we strolled in old town until it getting dark.
Akşam yemeğini Captain's Garden adlı mekanda yedik. Bazı garsonları Türkçe de konuşan mekan, ferah bir bahçeye sahip ve epey popüler. Karides kokteyl, grek salata, musakka ve kalamar tava söyledik. Bakraç bardaklarda içtiğimiz kırmızı ev şarabı da fena değildi.
We had our dinner in a venue called Captain's Garden. The venue was very popular and had a vast garden. Some of the its waiters were speaking also in Turkish. We ordered shrimp cocktail, mousakka, Greek salad and fried calamary. The house wine serving in copper buckets was not bad.
Artık son gecemiz olduğu için otelimize yakın bir konumda bulunan Blue lagoon adlı tavernaya gittik. Buranın dekorasyonu kalyon şeklinde yapılmıştı. Süs havuzları ve korsan maketleri vardı. Burada bazı kokteylleri denedikten sonra biraz canlı müzik eşliğinde eğlendik. Gördüğüm kadarıyla ekonomik krizin eğlence anlayışına tek etkisi tabak kırmak yerine peçete yağdırmak olmuş. Yoksa eğlence tarzı aynen devam ediyor. Gecenin finalini Metaxa adlı sert likörle yaptım.
That night was our last night so we decided to go a tavern called Blue Lagoon near our hotel. Its decoration was made in gallion shape. There were pirate models and decorative pools. We tried some cocktail kinds and had fun with live music in here. As I have seen the only effect of the economic crisis to the Greek people was became the pouring napkins instead of breaking plates. The entartainment was keeping on in the same way. I finalized the night with a glass of Metaxa.
Ertesi gün adanın turistik mekanlarını keşfettik ayrılana dek. İlk durağımız Büyük Üstatlar Sarayı oldu. Tam bir ortaçağ deneyimi yaşatan bu taş yapı her bakımdan gösterişli. Zamanında Rodos Şövalyelerinin ana kalesi olarak kullanılmış. Adanın 1522'de Osmanlılarca fethi sonrası sağ kalan şövalyeler Malta'ya yerleşmiş.
We discovered the touristic spots of the island on next day. Our first stop became The Palace of Grand Master. This stone building was experienced us a total middle age adventure. It was imposing in every way. It was used as main base of Rhodes knights. The surviving knights moved to Malta island after Ottoman occupation in 1522.
Burada epey vakit harcadıktan sonra yakın mesafedeki eski bir saat kulesinin tepesine çıkıp manzara keyfi yaptık. Kulenin yanındaki kafede dinlenip bir şeyler atıştırdık. Kale içinde yer alan hippokrat meydanı da ortasındaki eski havuzuyla görmeye değer. Bu kadar kısa süreli kaldığımız için adanın diğer turistik yerlerine gidemedik. Lindos köyü, Anthony Quinn plajı gibi. Buralara gelecek olursanız mutlaka daha çok zaman ayırın. #KanGurular Erşen T.
Then, we climbed the top of the clock tower called Roloi and watched the landscape. We snacked and rested in the cafe near the tower. The hippocrat square located in the castle is deserve to visit with its old pool in the center. We could not go to the other touristic spots (lindos village, Anthony Quinn Bay) because of our limited time. Yo should allocate extra time for this island if you visit here. #KanGurular