Pandeli Restaurant - Eminönü - İSTANBUL

Yazar: Alp Mete E. • 1 Aralık 2014 • Restoranlar (Grup Yorumları)

Pandeli Restaurant'ına girince, ilk önce tarihe yolculuğa başlıyorsunuz. 3 salondan oluşan lokantanın her tarafı İznik Çini’leriyle kaplı. Sanki Çini müzesindesiniz. Eminönü ve Mısır Çarşısı’nın gürültüsünden uzak, mekanın kendine has havasına kapılıyorsunuz. Mısır Çarşı’sının dış cephesi restore edildiği için, ön camdan görülen Galata köprüsü ve deniz manzarası şuan gözükmüyor. Ünü sınırları aşmış Pandeli, zamanında bir çok devlet adamını ağırlamış. Duvarlarda bir çok ünlünün kendi el yazıyla yazdığı teşekkür yazıları var. Atatürk’ünde hem gençlik, hem de Paşa olduktan sonra, bir çok defa uğrak yeri olan Pandeli lokantası, aynı havayı soluyarak yemek yemek imkanını sağlıyor. Yaprak sarma ve patlıcan salatası sipariş vererek başladığımız yemekte, özelikle patlıcan salatasını çok başarılı buldum. Sonrasında aldığımız sebzeli incik, yanında verilen garnitürlerle çok iyi uyum sağlamış ve harikaydı. Yine deneme fırsatı bulduğumuz beğendili döner ise, beğendisi güzel, döneri fena değildi. Son olarak tadımlık aldığımız buranın spesiali kağıtta levrek, kılçıksız harika bir lezzet. Yemek sonrasın karışık aldığımız tatlı tabağı, yemeklerin gölgesinde kaldı. Çok başarılı olmamakla beraber fena değildi. Fiyatları yüksek olmakla beraber, 2007 yılında Amerika’daki Food&Wine dergisi tarafından, 40 ayrı kentte en iyi restoranlar listesine girmiş ve tavsiye edilen bir lokantayı düşününce, Türkiye şartları için bile iyi bir yerde. Bu hava ve lezzetleri tatmanız için öneririm. #KanGurular Alp Mete E.

When you enter this place you firstly start to historical journey. It consists three separate saloon and its walls are covered with İznik piles. You can relax in its peaceful atmosphere isolated from noise of Egyptian Bazaar. The sea view and Galata Bridge scene have not seen at this moment because of renovation works in the Bazaar. Pandeli has an international fame and served a lot of statesman. Its walls are full of written appreciation notes of many celebrities. We have started our meal ordered stuffed grape leaves and aubergine salad. We have especially liked the aubergine salad. We have also tasted shank with vegetable. It was wonderful. Then we have tried döner with eggplant. Eggplant was good but döner was average. The special meal of this place is seabass in paper. It was boneless and perfect taste. The mixed dessert plate was not successful as main dishes. Its prices are high but it has been selected one of the best restaurants in U.S Food & Wine magazine in 2007. So, it is normal level when you think about this situtation. You can try here for these tastes and the atmosphere. #KanGurular

Kangurular olarak Levi'de Sefarad mutfağı tatmaya gittik ancak kapandığından rotayı Pandeli'ye çevirdik.. #KanGurular Mehmetcan T.

1901'den beri hizmet veren Pandeli, tarihi Mısır Çarşısı'nın Eminönü girişinde üst katta bulunan tarihi bir restaurant. Ağırladığı ünlü konuklar arasında en dikkat çekeni Atatürk: memur olduğu zamanlarda buraya uğrayıp yemek yermiş ve bu Cumhurbaşkanı olduğunda da devam etmiş. Mavi iznik çinileriyle döşenmiş uzun merdivenlerinden yukarı çıkarken adeta başka bir dünyaya adım atıyorsunuz. Yemeklere gelince önden yaprak dolması ve patlıcan salatası ile başladık, ikisi de başarılıydı. Ana yemeklerden kesinlikle denenmesi gerekenler; Kağıtta Levrek (52TL), Sebzeli Kuzu İncik (40TL) ve Hünkar Beğendi (35TL). Levrek tamamen kılçıklarından ayıklanmış ve domatesle fırına verilmiş, enfes, Kuzu İncik çatal değdiğinde dağılıyor ve ağızda eriyor, kesinlikle muhteşem ve Hünkar Beğendi bugüne kadar tattıklarımın en iyilerinden. Arkasından Karışık Pandeli Tatlıları denedik, ortalamanın üzerinde olmasına rağmen yemekler kadar iz bırakmadı. Fiyatların yüksek olması dışında her şey çok güzel, mutlaka gidilmesi gereken bir mekan. #KanGurular Özgür E.

Yüzyıllık Markalar Derneği üyesi Pandeli Restaurant, Mısır Çarşısı'nın girişinde dar merdivenlerinden çıkarak ulaşacağınız tarihi bir çınar. Merdivenleri bitirdiğiniz anda Mısır Çarşısı'nın gürültüsü ve kalabalığı bir anda kesiliyor, farklı bir dünyaya adım atıyorsunuz. Mekanın duvarlarındaki İznik çinileri, bembeyaz masa örtüleri hemen dikkat çekiyor. Birbirinden bağlantılı üç salondan oluşuyor. Salonlar Eminönü meydanına bakıyor, oturduğunuz yerden Yeni Cami ( Kuşlu Cami ) önündeki insan selini izleyebilirsiniz. Kurucusu Pandeli Çobanoğlu yaşlanınca, oğlu Hristo Çobanoğlu ve 15 yaşından beri burada çalışan Cemal Biberci'ye devretmiş işleri. Lokanta’nın internet sitesinde yer alan bir hikaye şöyle: “1967 yılında vefat eden Pandeli, sevimli, nüktedan, ilginç bir kişilikmiş. Musfata Kemal kolağası olduğu yıllarda sık sık gelirmiş Pandeliye. Onun da maaşı tüm devlet memurları gibi kısıtlıymış. Pandeli, sıkıntıda olduğunu hissettiğinde “Bırak begümu, aybaşında ödersin” dermiş. Genç Mustafa Kemal de, kalan hesabı aybaşında kapatırmış.” Yaprak Sarma ve Patlıcan Salatası ile başladık. Sarma beni çok sarmadı ama patlıcan salatası mükemmeldi. İncik ise lokum gibiydi. Mutlaka denemelisiniz. Yanında sunulan püre ıspanak, bamya, bezelye gibi garnitürlerle iyi bir uyum yakalamış. Beğendili dönerin beğendisi güzel, döner kısmı aman aman değildi. Kağıtta levrek buranın bir diğer speciali. Kılçıklarından ayıklanmış levrek, kağıdın içine bebek gibi yatırılmış, lezzet perfect. Fiyat olarak birazcık yüksek olsa da bir kerecik denemeniz tavsiyemdir. Ortaya sipariş ettiğimiz Karışık Tatlı Tabağı, yemeklerin gölgesinde kaldı. Tatlı hakkınızı Eminönü'nde başka yerde kullanmanız daha mantıklı. Dünyanın diğer ucundan gelen turistlerin bile ihmal etmediği bu lezzet durağı, tarihi önemi, konumu ve lezzetleriyle ölmeden önce ( veya kapanmadan önce ) gidilmesi gereken yerlerden... #KanGurular Erdi K.