Beykoz, İstanbul Anadolu Yakasının, Boğaz'a ve Karadeniz'e kıyısı olan ve içinden üç tane dere geçen yemyeşil bir ilçesi. Yerleşimin genelde güneyde olması, bu bölgenin bakir ve fazla bozulmamasına fayda sağlamış fakat 3. Boğaz Köprüsü ile bu durum fazlasıyla değişebilir, büyük olasılıkla da değişecek. Anadolu yakasında ikamet edenlerin bile fazla ziyaret etmediği bu ilçeyi, şu haliyle ve fazla bozulmadan en yakın zamanda ziyaret etmenizi tavsiye ederiz...
Anadolu yakasında oturup da bu ilçeyi çok az ziyaret edenlerden birileri de bizlerdik. Beykoz Belediyesi sponsorluğunda, Beykoz Turizm Derneği, bizim gibi İstanbul'da oturup da senelerdir ilçelerini ziyaret etmeyen İstanbullulara ilçeyi tanıtmak için bu tip bir tanıtım gezisi organize etti. KanGurular grubu olarak bu harika ilçeyi biraz daha tanımamızı sağlayan ve vesile olan Beykoz Belediyesi, Beykoz Turizm Derneği ve @sehrinlezzetlisi Orhan arkadaşımıza teşekkür ederiz.
Beykoz'da ziyaret etmeyi hak eden bir sürü doğa güzelliği, yerleşim ve mekan var fakat gezimiz günübirlik olduğu için ancak aşağıda yazmış olduğumuz yerlere ziyaret gerçekleştirdik.
Green House Garden Park Hotel (Kahvaltı)
Polonezköy
Mari's House Cafe
1842 Polonezköy Tarih Evi
Polonezköy Cam Sanat Merkezi (Cam Atölyesi)
İstanbul Kelebek Çiftliği
Beykoz Cam Ocağı
Riva Kalesi
Poyrazköy
Torlak Cafe (Sigara Böreği ve Peynir Molası)
Beykoz Izgara Balık (Akşam Yemeği)
Kadıköy Evlendirme Dairesi önünde başlayan turumuzun ilk durağı Cumhuriyetköy'de bulunan Green House Garden Park Hotel. Burada hem kahvaltı yaptık, hem de bu turu organize eden ve yöneten, bölgede uzun yıllar ikamet eden değerli katılımcılarla da sohbet ettik, Beykoz'u geçmişten günümüze dinledik. Otel, Polonezköy'ün yemyeşil bir bölgesinde. Hafta sonu kalmak ve şehir keşmekeşinden kaçmak için yakın ve ideal bir konumda. Kahvaltı ise klasik ve yeterli bir kahvaltıydı. Burada kalıp, sabah erkenden ciğerleri yakan bir yürüyüş yapmak kesin çok keyifli ve huzurlu olacaktır. Eski belediye başkanı ile sohbet edip biraz ormanda yürüyüş yaptıktan sonra bir sonraki durağımız olan Mari's House Cafe'ye hareket ettik.
Beykoz is an Asian side county of Istanbul. It has coast of both the Bosphorus and Blacksea. It has three creeks and a very green county. Settlement is mainly densed in the south so this region became untouched. But because of the third bridge this situation could be change totally and probably it will. We advise to visit this county not visited even by Asian side residents before deteriorating as soon as possible. We were among the rare visitors of this county. Beykoz Tourism Society was organized such a kind of introducing trip with the sponsorship of Beykoz Municipality for local city residents like us. We thank to Beykoz Municipality, Beykoz Tourism Society and @sehrinlezzetlisi (Orhan) in the name of KanGurular. There are so many places and natural beauties deserve to visit but we could only visit the places written on the below in our one-day trip.
Green House Garden Park Hotel
Polonezköy Mari's House Cafe
1842 Polonezköy History House
Polonezköy Glass Art Center (Glass workshop)
Istanbul Butterfly Farm
Beykoz Glass Oven
Riva Fortress
Poyrazköy Torlak Cafe (spring rolls and chees break)
Beykoz Fish Grill (dinner)
Our tour started from Kadıköy Marriage Office and our first stop was Green House Garden Park Hotel located in Cumhuriyetköy. We both had breakfast and talked with other precious participants organized this tour. We listened To Beykoz from past till now. The hotel was located in a very green area of Polonezköy. It is ideal for staying in weekends and escaping from hustle bustle of the city. The breakfast was classic and adequate. It will be very joyous to be staying here and make a strong trekking in early morning. We moved to our next stop, Mari's House Cafe after we strolled in the forest for a while and made conversation with old mayor.
Mari's House, 1841'de Polonezköy'e gelen Novvicki ailesinin evi (W harfi kullanamadıkları için "vv" kullanarak soyadlarını ifade etmişler. Aslında soyadları Nowicki.) Novvicki ailesinin 5. nesli olan Frederick Novvicki, dört dönemdir Polonezköy'ün muhtarı. Ev de Frederick Bey'in annesi Mari Hanım'a ait. Frederick Bey, oğlu ile birlikte harika bahçesi olan bu kafeyi işletiyorlar. Kahvaltı ve mangal için bölgede tercih edilen bir mekan. Evin arka bahçesinde de içinde tarih barındıran bir kulübe var. Adı, 1842 Polonezköy Tarih Evi. İçerisinde, köyün ve Novvicki ailesine ait bilgi, fotoğraf ve belgeler var. Frederick Bey'in anlatımıyla biraz tarihi hakkında bilgi sahibi olduk. Frederick Bey'in köye ilk camiyi yaptıran muhtar olması, Polonya'da da aynı zamanda muhtar olması ve aile soyağacının hemen üstünde Atatürk portresi görmemiz gerçekten ilgi çekiciydi. Buradan sonraki durağımız, Polonezköy Cam Sanat Merkezi.
Mari's House is the house of Novvicki Family settled in Polonezköy in 1841 (Actually their surname is Nowicki but they cannot use the “w” letter. So they express their surname using “vv”) Frederick Novvicki is the fifth generation of Novvicki Family and village headman for four terms. The house belongs to Mari Hanım, mother of the Frederick Bey. He manages this cafe with its lovely garden of the house. It is a favorite venue for its breakfast and barbeque. There was a small hut in the back garden of the house. The name of it is Polonezköy History House. There were information, documents and photos related with Novvicki Family and village. We learned something about its history thanks to Frederick Bey. It was interesting that Frederick was the headman to build the first mosque of the village, he was also headman in Poland and Atatürk portrait placed on the top of family tree. Our next stop was Polonezköy Glass Art Center.
Polonezköy Cam Sanat Merkezi, önünde bulunan etkileyici havuzuyla karşıladı bize. Burada, cam şekillendirmeyi merak edenler, ufak çaplı bir atölye çalışması (Cam boncuk atölyesi) yapabilirler. Bedeli de oldukça makul, yaptığınız çalışmayı da size hediye ediyorlar. Bahçesinde bulunan nazar boncuklu ağaç da fotoğraf çekmek için çok başarılı. Polonezköy'e gidildiğinde uğranmayı hak ediyor..
Polonezköy Glass Art Center welcomed us with is impressive pool. If you curios about shaping glass you can participate in a small workshop (glass bead workshop) in here. Its price was very affordable hey give the work you made as gift. The tree with evil's eye talesman in the garden was so nice to take photos. It deserves to visit when you go to Polonezköy.
Bir sonraki durağımız, çocuklu aileler için belki de Beykoz'un en ilgi çekici mekanı olan İstanbul Kelebek Çiftliği. Harika bir bahçeye sahip. Çiftliğe girdikten hemen sonra ilk olarak kelebekleri tanıtan bir sunum yapılıyor ve kısa film izliyorsunuz. Burada bilgilendikten sonra kelebekler için uygun ortam sağlanmış çiftliğe girilebilir. Ortam çok huzurlu ve keyifli. Önce kelebeklerin tırtıl hallerini görüp hatta dokunup, içerideki kelebekler ile dans ediyorsunuz. Avrupa'daki muadilleri kadar başarılı bir çiftlik oluşturulmuş, emeği geçenleri tebrik etmek lazım. Çiftlik ve kafesi, haftanın her günü 10:00-18:00 arası açık. Yetişkin için 25 TL, çocuklar için 22,5 TL giriş ücreti var.
Our next stop was Istanbul Butterfly Farm, maybe it is the the most spectacular venue of Beykoz for the families with kids. It has a wonderful garden. They made a presentation about butterflies and having watch a short film. After you took information here you can enter the farm where butterflies living in an appropriate habitat. The atmosphere was so peaceful and enjoyable. First you touch and see the caterpillar phase of the butterflies. Later, you can dance with them. They have created a very successful farm like those in Europe. I celebrate those who contributed. The farm and its cafe is open every day between 10.00 ama-18.00 pm. Entrance fee was 25₺ for adults, 22,50₺ for kids.
Kelebek Çiftliği'nden Beykoz Cam Ocağı'na geçtik. Burası mağazaların ve atölyelerin olduğu büyük bir ocak. Biz gittiğimizde, yurtdışından gelmiş cam sanatçıları, cam şekillendirme çalışmaları yapıyorlardı. Yapılan çalışmaları ilgi ile izledik. Ekipmanlar, yapılan ürünler ve mağazalar çok etkileyici. Sanat ürünü cam objelere meraklı iseniz buraya mutlaka uğramalısınız...
Cam Ocağı'ndan Riva Kalesi'ne doğru yola çıkıyoruz. Yaklaşık 10 km. lik bir yoldan sonra Riva Kalesi ve Riva Plajı görünüyor. Riva Kalesi, Cenevizlilerden kalma bir yapı. Tarihsel süreçte oldukça yıpranmış. Tepede ve plaja bakan manzarası güzel. Yakında buranın da restore edileceğine dair bir haber var. Umarız sonu Şile Kalesine benzemez...
We went to Beykoz Glass Oven from the farm. It was a big oven containing stores and workshops. When we visited glass artists from abroad were making works on shaping glass. We watched them with interest. Products, stores and equipment were impressive. If you are interested in glass art objects you should definitely visit here.
We departed for Riva Fortress. We went a 10 km road than we saw the Riva Fortress and Beach. Riva Fortress is a structure remained from Genoese. It has very ruined during historical process. It had located on a top position and has nice beach view. I think they will renovate also here soon. I hope its end not the same with Şile Fortress.
Riva kalesinde biraz denizi kokladıktan sonra Üçüncü köprü manzaralı Poyrazköy'e doğru hareket ediyoruz. Yetkili arkadaşlar bize bir sürpriz yapıp programda olduğunu bilmediğimiz Poyrazköy'de bulunan Torlak Cafe'ye getiriyorlar. Burada mis gibi sıcacık peynirli sigara börekleri bizleri karşılıyor. Yanlarında da harika peynirler. Manzaraya doğru çay ile birlikte harika bir ziyafet çekiyoruz. Burada muhabbet ve sohbet en üst düzeye çıkıyor. Artık hava da kararmaya başladı...
After we smelled the sea for a while we departed towards Poyrazköy where has a view of the Third Bridge. They made a surprise for us and brought us to Torlak Cafe except tour programme. Hot spring rolls and cheese kinds welcomed us. We made a wonderful feast incompany with the view and tea. We made a warm conversation in here.
Beykoz İncirliköy mahallesinde bulunan, Beykoz'un salaş ve ilgi çekici balıkçısı, Beykoz Izgara Balık'a gidiyoruz. Tahta masa ve taburelerde, kağıt servislerin üzerinde taze balık ürünleri siparişlerimizi bekliyoruz. Önden balık çorbası geliyor, çok ilginç bir çorba, ilk defa böylesini içtik. Balıklı mercimek çorbası gibi düşünebilirsiniz. Pek tarzımız olmasa da ilginç bir deneyim oldu. Salata ve balık böreği çok başarılıydı. Kalamar tava daha iyi olabilir. Karışık tava hamsi ve istavrit tam olması gerektiği gibiydi. Ellerine sağlık diyoruz ve İtina ile mideye indiriyoruz. Hava soğuk olduğu için içerideydik fakat havalar iyi olduğunda dışarıdaki iskelede denizin üzerinde balık yeme şansınız var. O saatlerde dalga sesi ile çok huzurlu bir ortam. Bunun yanında mekan sahipleri de çok muhabbet ve esprili kişiler, onlarla atışmaktan keyif alacaksınız.. Gözümüzle bile takip etmekten yorulduğumuz, garson arkadaşa da dikkat, servis hızı çok başarılı...
We went to booth and remarkable fish restaurant Beykoz Fish Grill located in İncirliköy neighbourhood. We waited for our orders on wooden stool and tables with paper services. We drunk fish soup as appetizer. It was a very interesting soup. It was like lentil soup with fish. Salad and fish pastry were very successful. Fried calamari could be better. Fried anchovy and mackerel were very good. We sent them to stomach with care. We were in inside area because of cold weather but you have also a chance to have meal on the outside pier in warm days. It was very peaceful thanks to the sounds of waves. The owners were talkative and witty. The service speed of the waiter was so fast.
Artık akşam yemeğinden sonra evlerimize dağılma vakti. İçinde bulunduğumuz şehrin harika güzelliklerini ıskalamamıza engel olan, bu harika organizasyonda emeği geçen herkese teşekkür ederiz. Üzerine ilaveler ile bu turu tekrarlayacağımız kesin, güzellikler bozulmadan sizlere de Beykoz rotasını tavsiye ederiz... #KanGurular Gültekin U.
It was time to separate to our homes after dinner. We thank to everyone who contributed to this wonderful organization. Thanks to them we did not miss the beauties of the city. We will definitely repeat this tour by adding new stops. #KanGurular