"Abi, Gaziantep'te beğendiğimiz şu baklavayı franchise olarak satsak var ya ne köşe oluruz. Yok abi onlar kesinlikle buna yanaşmıyorlar. Hadi ya! Neden ki? Bu konuda çok katılar ve Gaziantep harici açılmayı pek istemiyorlar." Bu muhabbetlerin son 5-6 senedir geçtiği bir ortamda, bazı mekanlar bunu franchise olarak aşamasa da havuç dilimini şuradan getirttik, bu baklava şuranın şeklinde çözüm bulmuşlardı fakat belli bir standart olmadığı için de sunulanın pek bir cazip yanı yoktu. Birkaç senedir, gerçek Antep baklavasını usulüne uygun olarak getiren ve düzgün olarak sunabilen mekanlar oldu fakat bunu markasıyla ve konseptiyle tam anlamıyla yapabilen Fıstıkzade oldu. Fıstıkzade'yi de daha önce instagramdan takip ettiğimiz Nilüfer Hanım ve İlyas Bey vasıtasıyla tanıdık. Geçtiğimiz aylarda açılan Fıstıkzade Ataşehir'e gerek toplu, gerek şahsi olarak defalarca ziyarette bulunduk. Ofislerimize baklavalarını sipariş ettik ve çevremize defalarca tavsiye ettik. Hiç birinde olumsuz bir geri dönüşle karşılaşmadık. Sadece baklava için değil bu harika insanların muhabbeti ve samimiyeti için de dükkanlarına uğramışlığımız var ;) Tanıştığınızda siz de bizlere hak vereceksiniz.
Yine böyle bir ziyaretimizde, KanGurular grubu olarak Fıstıkzade ile Gaziantep'e gelmek ister misiniz? diye harika bir soru yönelttiler. Cevabımız tabii ki evet oldu. Zaten grup olarak böyle bir geziyi planlıyorduk fakat bir türlü zamanı denk getirememiştik. Birkaç haftalık zamandan sonra her şey organize olmuş ve planlanmıştı. Bize de sadece, serbest zamanlarda gidebileceğimiz ve merak ettiğimiz mekanları tespit edip planlamak görevi düşmüştü.
Cuma akşam uçuşuyla Fıstıkzade ile Gaziantep Gastro ve Tarih Turumuz başlamış oldu. Başarılı bir uçuşla Unesco'nun sadece 47 kent için değer gördüğü, mutfağıyla yaratıcı şehirler ağına girmiş Gaziantep'imize ulaştık.
Gece Gaziantep'e gelinir de direkt otele gidip uyunur mu? En azından KanGurular grubu için tabii ki hayır. Gaziantep'e ulaşır ulaşmaz otele bile gitmeden ilk durağımız; gece beyranı ile meşhur, Gaziantep yerel halkının düğünden, nişandan veya kutlamadan dönerken uğradıkları Kelebek Lokantası oldu. Acaba bu saatte abartıyor muyuz? diye düşünürken, gece bir de baktık ki ailecek Gaziantep halkı orada, beyranlar havalarda uçuşuyor :) Bu düşünceden hemen sıyrılıp beyran siparişlerimizi verdik. Beyran aslında sabah kahvaltısında yenilen, yerel halk tarafından çorba denilmesi pek hoşa gitmeyen bir yemek. Etin, acının, sarımsağın ve pirincin ağızda ahenkle dans ettiği muhteşem bir lezzet. Sabah yada gece acı yemek sıkıntılı olsa da acılı beyran yemek makbul. Biz de bu düşünce ile alevli bir şovla pişen acılı beyranlarımızı yedik. Harika bir lezzet. Daha iyisini yedik mi? Yedik ama gece beyran yiyebileceğiniz tek iyi mekan da burası. Beyranın yanında ikram olarak beyin kavurma sunmaları hoş bir sürpriz oldu. Baharatı biraz fazla olmasına rağmen lezzetliydi. Beyranın fiyatı 14 TL. #KanGurular Gültekin U.
“Hey bro we sell this baklava liked in Gaziantep as franchise we will be very rich. No bro, they do not accept this. Really, why? They are too solid on this subject and they do not want to develop in out of Gaziantep” In the atmosphere of these kinds of conversations, some venues had found a solution as they said this baklava belongs this place or this multiflaked pastry came from that shop in Gaziantep. Due to not a specific standard the things offered by them were not attractive. Some venues succeeded to offer the real Antep baklava in the last few years but only Fıstıkzade completely managed it with its concept and brand. We recognized Fıstıkzade via Nilüfer Hanım and İlyas Bey who we followed them on instagram. We visited Ataşehir branch of Fıstıkzade several times both individual and common. We ordered their baklava to our offices and advise to our neihbourhood. We never met a negative feedback.
They offered a question to us do you want to go to Gaziantep with Fıstıkzade during one of the our visitings. We replied as yes. We were already planning this kind of trip but we could not arrange the time. They planned and organized everything a few weeks. We only made a plan for the venues we wander to visit in our free times. Our Gaziantep Gastro and History Tour with Fıstıkzade started with a Friday evening flight. We arrived to Gaziantep where is added by UNESCO Creative Cities Network for its cuisine. So it became one of the 47 cities added to this network. We went to the Kelebek Restaurant as soon as get off the plane even we did not drop by to our hotel. First, we thought we exaggerated because of late time but the venue was full of local people and everybody was having beyran. Beyran actually is a food and eating in the breakfast. It is a magnificent taste that meat, rice, garlic and chilly congruently dancing in your mouth. Although eating a chilly food might be bother, eating a chilly beyran is favorite. We ate our beyrans cooked in a flammy show. It was a wonderful taste. We ate better ones but here was the only good place for night time for eating beyran. It was a nice surprise to offered roasted brain with beyran. It was a bit spicy but delicious. The price of beyran was 14 TL. #KanGurular
Biz bu gecenin, beyran ile sonlanacağını düşünürken meğer kaldığımız otel de bize bir sürpriz hazırlamış. Otele döndüğümüzde Akşam Simit Fırını'ndan alınmış kahkeler, fıstıklı kurabiyeler, fıstıklı bohçalar vb. onlarca Antep işi lezzet bizleri bekliyordu. Bu renk ve lezzet cümbüşünde resmen gözümüz döndü. Geceydi, beyrandı demedik sunulanların hakkını vermeye çalıştık. Kahkeler zaten taze ve en iyisinden. Diğer Antep işi tatlılara söylenecek söz yok. Her şey harikaydı... İstanbul Anadolu yakasından gelecek diğer grubu da beklemeye başladık. Onlar da gelince yarın ki tur için artık her şey hazırdı.
While we thought that this night finished with beyran we astonished with the surprise of the hotel we stayed. Cookies with pistachio, kahke kinds, pistachio bundles were bought from Akşam Simit Fırını were waiting for us. We lost ourselves because of this color and taste show. We tasted from all kinds. Everything was wonderful. We started to wait for the other group coming from Asian side fo Istanbul. Other group also arrived in late night.
Gece geç vakit diğer grup da otele geldi. Yarınki programda ilk olarak, Gaziantep'e gelindiğinde ve yöresel kahvaltı denildiğinde akla gelen en iddialı mekan Orkide Pastanesi vardı. Gece ile sabah arasındaki boşluğu KanGurular tabii ki değerlendirecekti :) Pastaneden önce programda, daha önce gidemediğimiz, gidip de yiyemediğimiz Ciğerci Ali Haydar Usta ve Katmerci Abdo Usta var. Şöyle bir sorun var; nasıl oluyorsa Ciğerci Ali Haydar Usta sabah 7:00 de ciğerini bitirip mekanını kapatıyordu. Sabah namazı sonrası ve saat 7:00 arası çalışan mekan hiç duymamıştık. Bu durumda, geç vakitte yatacak olmamıza rağmen sabah çok erken kalkmamız gerekiyordu. Buna değeceğini düşünerek sabah buluşma saatimizi teyit edip odalarımıza çıktık.
Our first stop will be Orkide Patisserie with its local breakfast in the programme for tomorrow. We will of course fill the gaps as KanGurular in the programme. We have planned to visit Ali Usta's liver shop and Katmerci Abdo Usta. The problem was that Ali usta was working only between 05.30-07.00 AM. Then, he was consuming his liver and closing. We did not hear before a shop working between morning pray and 07.00 AM. So we had to get up very early in this conditions. We confirmed meeting time in the morning and went to our rooms.
Otelimiz, Divan Gaziantep. Divan kalitesi burada da kendini gösteriyor. Odalar kaliteli ve eksiksiz. Yataklar çok rahat. Otel, hemen anayol üzerinde ve merkezin yoğunluğundan uzak. Gaziantep'e gelindiğinde konforu ve konumu itibariyle bize göre kalınabilecek birkaç otelden birisi.
Our hotel was Divan Gaziantep. The quality of Divan showed itself. The rooms were perfect and qualified. Beds were very comfortable. The location of the hotel was on the main road and away from the bustle of the center. You can stay a few hotel in this city when you visit Gaziantep. Divan was one of them.
Grup olarak sabah erkenden kalkıp taksi ile Ciğerci Ali Haydar Usta'nın yolunu tuttuk. Sabahın köründe ciğerci deyince zaten taksiler de nereye gidebileceğinizi tahmin ediyorlar :) Saat 6:00 gibi mekanın önündeydik. Masalar, dükkanın önü ve içerisi tamamen müşteriler ile doluydu. Beyaz yakalılar önünde sıra bekliyorlardı. Zaten girişte duran ve şişe geçirilmiş ciğerlerin muntazamlığı ve küp küp doğranmış olması, ustanın işine ne kadar özen gösterdiğini anlatıyordu. Yarım saate yakın sipariş verebilmek için bekledik. Beklerken gördük ki bazı müşteriler, girişte duran ciğer kavurma tenceresinden ciğer kavurma alıp dürüm yapıp yiyorlar. Biz de onlara uyduk ve dürüm yapıp kavurmanın tadına baktık ;) Köşk Kebapta yediğimiz kavurma kadar iyiydi. Bu kavurmadaki ciğerler biraz daha küçük küçük doğranmıştı. Uzun bekleyiş sonunda ciğerlerimize kavuştuk. Yeşillik ve kimyon atıp dürümlerimizi yaptık. O nasıl bir ciğerdi öyle? Muhteşem. Bu zamana kadar yediğimiz en iyi ciğerlerden biri diyebiliriz. Arasına koyduğu yağlar ile ciğer sulu, lokum gibi ve lezzetliydi. Çok iyi ayıklanmış olduğu için sinir vs. hiçbir şey yoktu. Ciğerlerin sabah 7:00 de neden bittiği şimdi çok daha iyi anlaşılıyor. Mekan alabildiğine salaş. Müşteri profilinde; çoluk, çocuk, yaşlı, beyaz yakalı, turist herkes var. Kale manzarasına doğru lezzetli ciğer yemek için erken kalkmaya değecek bir mekan. Bir de tüyo, ustaya lütfen nohut dürüm var mı? diye sormayın lütfen :)) Fiyatlar bedavaya yakın. Ciğer şiş dürüm 7 TL, kavurma dürüm 2 TL.
We got up early and visited Ali Haydar Usta's liver shop by taxi. We arrived the venue at 06.00 AM. Tables and in front of the venue was full of customers. White collars were waiting for the liver. The dice chopped liver on the skewers were very neat. We waited 30 minutes to give order. Some customers preparing wraps for themselves by putting roasted liver while they were waiting their turns. We also tasted the roast. It was good like the roasted we have eaten in Köşk Kebap. The livers in this roast were chopped more smaller. We ate our wraps by adding greenery and cumin. It was one of the best livers we have ever eaten. It was cleaned very well. There was no nerve tissue in it and very soft. It was understood why the liver consumed until 07.00 AM. The customer profile was consisting everybody children, old, tourist, white collar. The venue was very booth but it had a nice castle view. Please do not ask the master “Do you have chickpea wrap? The prices were very cheap. Liver on the skewer was 7 TL and wrapped roasted liver was 2 TL.
Ciğerden sonra diğer merak ettiğimiz mekana, Gaziantep ara sokaklarından yürüyerek ulaştık. Daracık sokaklar, taş evler, salaş fırınlar, el emeği ürünlerini satan satıcılar... güzel bir şehirde olduğunuzu hissettiriyor. Az bir yürüyüşten sonra Katmerci Abdo Usta'ya ulaştık. Salaş bir mekan beklerken, yeni bir dükkanla karşılaşınca biraz şaşırdık doğrusu. Usta tezgahın başında katmer hamurlarını incecik açıp, kaymak ve fıstıklarını serpiyordu. İki tane sipariş edip, irmikli süt karışımı ile değil gerçek kaymakla katmerlerimizi yapmasını rica ettik. Ustam gerçek kaymak ile katmerlerimizi yapıp, sıcak sıcak servis etti. Katmer çok başarılıydı. Hafif ve lezzetli. Gerçek kaymak, katmeri daha da lezzetlendirmişti. Bize göre tek eksiği, katmerin taş fırında pişmiyor olması. Bir de öyle olsa, parmaklarınızı yemeniz garanti. Katmer 12 TL.
After eating liver we went to other venue by walking between narrow streets, stone houses, salesmen sell their hand made products. We arrived there after a short walking. We met a new shop instead of a booth place. The master was front of the his table preparing the dough of katmer. He was sprinkling pistachio and clotted cream into the dough. We ordered 2 pieces and wanted to add real clotted cream, instead of milk with semolina. Katmer was very delicious and light. The real cream increased its taste. The only lack of it was not cooked in stone owen. If it was cooked in that style it would be perfect. The price of the katmer was 12 TL.
Katmerden sonra artık normal tur programına uymaya hazırız :) Çok abartmadan az az yediğimiz için sabah erken kalkmak dışında herhangi bir problem yok aslında. Otobüs kalkış saatine yetişmek için taksi ararken, sokakta satılan meyan kökü şerbetini de es geçmiyoruz. Tadı sert olmakla birlikle lezzetli ve sağlıklı bir şerbet. Artık otelimizin önündeyiz ve Orkide Pastanesi'ne doğru yola çıkıyoruz...
We were ready to adapt normal tour programme after katmer. Actually, there was no problem except getting too early in order to we ate as little portions. While we were searching a taxi to catch the tour bus we tasted licorice sherbet. The taste of it was hard but delicious and healthy. We caught the bus and went to Orkide patisserie.
Antep'in meşhur bol çeşitli yöresel kahvaltısı için Orkide Pastanesi ve Restoranı'ndayız. Bu mekanda her şey var. Kahvaltı, katmer, pasta, çikolata, yöresel yemekler vb. Gittiğimizde kahvaltılıklar, serpme vaziyette bizleri bekliyordu. Kahvaltıda, koyun sütünden yapılan kaymak, çiçek balı, kayısı ve ayva reçelleri, Antep peyniri (Ilık su içinde servis ediliyor.), lor peyniri, siyah & yeşil zeytin, söğüş kesilmiş salatalık & domates, nohut salatası, patates salatası, patlıcan salatası, yeşil zeytin piyazı ... çeşitleri mevcut. Bunlara ilaveten kaymak batırma, katmer ve mekan sahibinin çocukluk lezzeti olan Antep peynirli dürüm de servis edildi. Kahvaltı için, çeşitlilik anlamında mükellef bir kahvaltı denilebilir. Dürüm ve katmeri beğendik. Sadece gittiğimiz dönemde yapılan kaymak batırma, muazzam bir lezzet, mutlaka tadılmalı.
We went to here for famous local breakfast of Antep. There were a lot of kinds like breakfast, chocolate, katmer, pastry, local foods. The breakfast was consisting of clotted cream from sheep milk, flower honey, quince and apricot jams, antep cheese, curd cheese, black and green olive, sliced tomato and cucumber, chickpea salad, potato salad, green olive blarney, aubergine salad kinds. In addition to these Antep cheese wrap, katmer and sunken cream were served. It was a grand breakfast. We liked the wrap and katmer. Sunken cream was a superb taste. It was making only along the term of we visited. You should definitely taste it.
Şunu da ilave etmek lazım. Gaziantep kahvaltısı size göre nasıl olmalı? şeklinde bir soru sorarsanız. Kesinlikle bize göre beyran, ciğer ve katmer ile olmalı şeklinde cevap verebiliriz. Bu tarz bize daha uygun ;)
We should add this: If you have a question for example how it should be Gaziantep breakfast according to you? We can reply as it should consist beyran, liver and katmer. This style is more appropriate for us.
Tamamen karnımız doymuş ve mutlu bir vaziyette, turumuzu organize eden Fıstıkzade'nin GATEM Fıstıkçılar Sitesinde bulunan üretim tesisine geldik. Hep yemek olmaz, biraz da nasıl yapıldığını öğrenmek lazım değil mi? Tesiste ilk olarak bizi Gıda Mühendisi bir arkadaş karşıladı ve üretim süreci, tesiste uyulması gereken kurallarla alakalı bilgilendirmede bulundu. Hijyen için önlemleri üst düzeyde. Galoş, bone, maske ve naylon kıyafet ile üretim tesisini gezmeye hazırız. Bir yandan hamurlar açılırken una bulanan yüzler, diğer tarafta iç malzemelerin hazırlanışındaki sade yağ kokusu ve tabii ki de fırınlanma ve şerbetlenme aşaması. Oldukça zor bir aşamadan geçen baklavaların bizlere kadar gelen hikayesi böyle işte. Hiç kolay değil. Bizi mutlu eden bu lezzetleri hazırlayan emekçilerin ellerine sağlık...
We totally satisfied and happily went to the production facility (located in the GATEM) of Fıstıkzade organized our tour. We should learn how they made them except eating. A food engineer met us in the facility and informed us about production process and rules of the facility. Their precautions were high level in respect of hygiene. We were ready with mask, bone, galosh and nylon wear to stroll the facility. There was faces covered with flour while spreading the doughs on one side and the smell of the plain butter, the phases of baked and adding the sherbet on the other side. The arriving story to us of the baklavas was that after hard levels. It was not definitely easy. God bless of the workers hands making these beatific tastes for us.
Sırada programda, Emine Göğüş Mutfak Müzesi gezisi ve Mutfak Sanatları Eğitim Merkezi'nde Alenazik yapımı çalışması var. Görüldüğü üzere sadece yemiyoruz, bu sefer de biz hazırlayacağız ;) İlk önce müzemizi gezip, Gaziantep Mutfağı ve gelenekleri ile alakalı bilgiler alıyoruz. Ardından da önlüklerimizi giyip işe koyuluyoruz. Genelde kuzu şiş ile yediğimiz Alenazik, orjinalinde kavrulmuş kıyma ile yapılıyor. Közlenmiş patlıcanları soyup, süzme yoğurtla karıştırıyoruz. Üzerine kavrulmuş kıymayı da dökerek yemeğimizi hazırlıyoruz. Son derece kolay, iyi malzemelerle yapılırsa lezzetli bir yemek. Bizim yaptığımız da fena olmadı, yenir :) Burada öğle yemeği olarak, bu yaptığımız Alenazik dışında, yuvarlama, içli köfte, firik pilavı, Kabak dolmalı ve etli taze fasulye ve Haytalya tatlısı sunuldu. Özellikle yuvarlama başarılıydı.
The next parts of the programme visiting the Emine Göğüş Culinary Museum and workshop about making Alenazik in MUSEM (Culinary Arts Education Center). As you have seen we do not only eat we also prepare foods. First, we strolled the museum and took information about Gaziantep Culinary and its traditions. Then, we started to prepare Alenazik by wearing our aprons. We usually eat Alenazik with lamb skewer but it originally making with roasted minced meat. Peel the roasted aubergines and mix them dense yoghurt. We prepared our meal by pouring the minced meat on top of it.It was a very easy and delicious meal to prepare if you use qualified ingredients. They served us yuvarlama, stuffed meatball, fresh bean with meat and zucchini, firik rice and Haytalya dessert for lunch except Alenazik. Yuvarlama was especially successful.
Buradan Gaziantep Hamam Müzesi'ne geçiyoruz. Lala Mustafa Paşa tarafından 1577 yılında yaptırılmış hamam uzun süreler Paşa Hamamı olarak hizmet verdikten sonra, şimdi müze haline dönüştürülmüş. Aslına sadık kalınarak teşhir edilen hamam; soğukluk, ılıklık, sıcaklık bölümleri, Halûk Perk koleksiyonundan hamam araç ve gereçleri, hamam adetleri, balmumu heykeller ve maketlerle canlandırılmış. Türkülere ilham olmuş Antep'in hamamlarını tanımak için güzel bir müze.
After here we went to Gaziantep Hammam Museum. The hammam was built by Lala Mustafa Pasha in 1577. After it has served as Pasha Hammam for a long time it has been converted to a museum. It has been exhibited loyal to its original shape. It has been come to life with its phirigidarium, tepidarium, caldarium parts, hammam equipments from Haluk Perk collection, hammam traditions, wax statues and models. To discover the hammams of Gaziantep it was a beautiful museum.
Sıra geldi serbest zamana. Bekle bizi Antep'in çarşıları, hanları ve kahveleri! Biraz çarşıda gezdikten sonra sırasıyla Gümrük Han'da bulunan Kahveci Seddar Bey ve Tahmis Kahvesine uğruyoruz. Seddar Bey'e giderken yolda karşılaştığımız Urmu dut suyu satan tezgah dikkatimizi çekiyor. Karşılaşırsanız mutlaka bu urmu dut suyundan için muhteşem bir lezzet. Seddar Bey'de çift renkli kahvemizi keyifle içiyoruz. Kahvenin bir tarafı oldukça okkalı, diğer tarafı daha hafif ve kahveler gizli bir sırla birbirine karışmıyorlar. Sonuç olarak tek fincanda farklı lezzetler tadıyorsunuz. Gümrükhan'ın avlusunu ve buranın kahvesini seviyoruz. Ardından bir klasiğimiz olan Tahmis Kahvesi keyfi var. Gaziantep'e her geldiğimizde mutlaka uğradığımız mekanda, menengiç kahvesi ve zahter çayı içiyoruz. Ortam çok keyifli.. Ardından bir diğer merak ettiğimiz mekan olan Muzo Kebap'ta boğaz altı yemek için yola çıkıyoruz...
Next time was our free time. Wait us coffees, inns and bazaars of Antep! We strolled in the bazaar then dropped by Kahveci Seddar Bey in Gümrük Han and Tahmis Coffee respectively. While we were going to Seddar Bey we met a peddler selling Urmu mulberry juice. If you coincidence with this juice drink it. It was magnificent taste. We drink our two colored coffees in Seddar Bey. One side of the coffee was very strong other side was lighter and these sides do not mix each other thanks to a secret mystery. In conclusion, you can try different tastes in one cup. We liked the yard of Gümrük Han and coffee of here. Then we went to Tahmis Coffee. We drank terebinth coffee and powdered thyme tea. The atmosphere was very cheerful. Then we departed to eat boğazaltı (the meat piece in the throat of a sheep or lamb) for another venue, Muzo Kebap.
Gaziantep'in arasan bulunmaz bir ara sokağında bulunan Muzo Kebap'a, KanGurular olarak ulaştık. Mekan salaşın dibi. Ortam desen ortam yok fakat kebabı cidden on numara. Izgaradan çıkan şişler zırha alınıp, yeşillik ve baharatlarla harmanlanıp dürüm yapılıyor. Burada uykuluk bölgesine benzer fakat yağlı bir et olan boğazaltı kebabı meşhur. Yalnız başına ağır gelebilecek bu et, et şiş ile harmanlanmasıyla lezzetini doruğa çıkarıyor. Harika bir lezzet. Burada acılı olsun lafını dikkat ederek kullanmak gerekiyor, acılıları cidden acılı! Açık ayranları da bu acılı dürümle harika gidiyor. O kadar lezzetli ki aslında en az iki tane dürüm yenir fakat zaten dolu olan mideyi başka mekanlara da saklamak gerek.
We arrived Muzo Kebap located in a remote backstreet of Gaziantep as KanGurular. It was a very booth venue but its kebab was really nice. The grilled meats take off from skewer and mix with greenery and spices making wraps. Here is famous with its boğazaltı kebap. Its taste was like sweetbread. If you eat this meat it could be too heavy for you but they mix it with meat on the skewer. So its taste became perfect. You should be careful when you giving your chilly order. Their chilly one is really hot! Their ayran was matching with this chilly wrap. Actually we can eat at least two wraps per person but we wanted to hide some place for other venues.
Muzo'dan çıkıp başka lezzetlere doğru yelken açtık. Sıradaki duraklarımız, adını ilginç bir katmer stili ile duyuran Akşam Simit Fırını ve hemen yanında Gaziantep tipi başarılı lahmacunun adresi Üçler Kebap. Lahmacun siparişlerimizi beklerken, bu arada Akşam Simit Fırını'nın sahibi Harun Bey ile koyu bir sohbete dalıyoruz. Kendisi genç, akıllı ve girişimci bir arkadaş. Yeni lezzetler ve yenilikler peşinde. Bunun sonucunda da simit şeklinde katmer yapmayı düşünmüş ve uygulamış. Tebrik etmek lazım. Bu topraklarda, yeni stil ve lezzet potansiyeli var ve bu da açığa çıkmalı... Tabii ki eskiyi de unutmayarak. Sipariş etmiş olduğumuz lahmacunlar masamıza teşrif etti. Lahmacunlar sarımsaksız olmasına rağmen başarılı. Çıtır ve lezzetli. Toplum içinde biraz sakıncalı olsa da sarımsaklı olmasını tercih ederdik.. Harun Bey ve Akşam Simit Fırını, taze ve lezzetli kahkeleri kadar simit katmer konusunda da çok başarılılar. Kaymağı bol ve simit şeklinde olduğu için içerisine homojen olarak dağılmış. Katmeri başarılı bulduk, ellerinize sağlık... Gaziantep'e gelindiğinde bu farklı lezzeti de tatmak lazım. İstanbul'a götüreceğimiz kahkelerimizi de paket yaptırıp otelimize doğru yola çıkıyoruz... Gaziantep halkının samimiyetini ve misafirperverliğini bize gösteren, Harun Bey'e teşekkür ederiz..
We set sailed for other tastes. Our next stops were Akşam Simit Bakery which advertise its name with an interesting katmer style and Üçler Kebap which is famous with Gaziantep type lahmacun.(pancake with spicy meat filling) We made conversation with Harun Bey, owner of the Akşam Simit Bakery while we were waiting our lahmacuns. He is a smart and young entrepreneur. He follows the new tastes and innovations. He thought to make a katmer in circle shape and applied it. There is a potential for new style and tastes in these lands and it should be emerge without neglecting the old. Lahmacuns were successful although without garlic. They were crispy and yummy. Akşam Simit Bakery was also very succesful about circle katmer as well as fresh and delicious kahkes. Thanks to circle shaped its clotted cream was ample and distributed homogeneously. When you visit Gaziantep, you should also taste this different taste. We back to our hotel after packed up our kahkes for Istanbul. We thanked to Harun Bey who showed us the hospitality and sincerity of Gaziantep people.
Akşam programımızda, Bayazhan'da çalgılı, canlı müzikli ve rakılı eğlence var. Gaziantep halkının ve buraya ziyarete gelenlerin, isterlerse alkol alıp eğlenebildikleri ender mekanlardan birisi, Bayazhan. Ortamıyla ve lezzetleriyle belki de en iyisi. Büyük bir orta avlusu ve yukarıda terası mevcut. Teras kısmında yerlerimizi alıp, canlı müzikle birlikte demlenmeye başlıyoruz. Buraya geldiğimizde tamamen dolu olduğumuz için mezelerin ve yemeklerin ancak ucundan tadına bakabiliyoruz. Tatlarına baktığımız kadarıyla da lezzetler genel olarak tatmin edici. Özellikle bazı mezeleri ve ayvalı pirzola yemeği muhteşemdi. Buraya gelip, Gaziantep türküleri eşliğinde, açık havada ve geniş avlulu han ortamında eğlenmek isterseniz en doğru adrestesiniz. Biz de bu doğru adresin keyfini çıkarıyoruz, şerefinize...
There was an entertainment with live music in Bayazhan for the our dinner programme. It was one of the rare venues you can find alcoholic drinks in Gaziantep. It might be the best one with its tastes and atmosphere. There was a big middle yard and terrace. We started to sipped our drinks with live music. We only tasted mezes very little because of we were totally fulled. The tastes were satisfying in general. Especially lamb chops with quince was perfect. If you want to fun in a inn atmosphere with local folk songs, here is the right address. We enjoyed this address. Cheers!
İkinci gün sabah, KanGurular grubu için "Esas Gaziantep Kahvaltısı" diye tabir etmiş olduğumuz beyran, ciğer ve katmerli sokak kahvaltısı yaptık. Kalenin dibinde bulunan Kebapçı Necdet'in önünde masalarımız hazırlanmış, bizleri bekliyordu. Kebabın yancısı salatalar, beyran, ciğer kavurma, ciğer şiş ve Katmerci Cumaali Usta'nın hazırlamış olduğu katmerler bir bir masaya teşrif ettiler. Dünün doygunluğu ile pek de bir şey yiyemedik fakat az az da olsa gelenlerin tadına baktık. İster istemez muadilleri ile kıyasladığımızda, tatmış olduğumuz lezzetler, en iyilerin bir tık altında kaldı. Yine de Gaziantep Kalesi'ne doğru böyle bir sokak kahvaltısı çok keyifliydi...
Next morning we had a street breakfast with beyran, liver and katmer we defined it as real Gaziantep breakfast before. Our tables were prepared in front of the Kebapçı Necdet. Beyran, salads as side dish, roasted liver, liver on the skewer and katmers made by Cumaali Master came to our table one by one. We could not eat very much due to the satisfaction of yesterday but we tasted the kinds a little. Tastes we tried were weak the best ones a bit. Although it was very enjoyable having a street breakfast like this.
Sıradaki rotamız, Saklı Konak içerisinde bulunan ve özel koleksiyonların sergilendiği Bakır Eserleri Müzesi. Koleksiyoner Ali Atalar, devletten herhangi bir katkı almadan topladığı yaklaşık beş yüz nadide bakır eseri bu konakta sergiliyor. 1700 yıllardan itibaren ki süreci anlatan bu eserler, oldukça ilgi çekici. Ali Atalar, gazeteci kimliği ile de oldukça bilgili. Bu müzeyi gezmekten ve kendisiyle sohbet etmekten çok keyif aldık. Böyle bir müzeyi şahsi emekleri sonucu, halkın ziyaretine sunduğu için KanGurular olarak teşekkür ederiz...
Our next stop was Copper Works Museum located inside Hidden Mansion the special collections exhibit in here. Collectioner Ali Atalar exhibits about five hundred rare copper works in this mansion without taking any support from government. These works, tell the process from 18th century, were very interesting. We thanked as KanGurular to him with personal efforts opened to public such a museum.
Bakır Eserleri Müzesi'nden sonra dünyanın en önemli mozaik müzelerinden biri olan Zeugma Mozaik Müzesi'ne gidiyoruz. MÖ. 300 yılında, Büyük İskender'in generallerinden biri tarafından farklı bir adla kurulmuş olan ihtişamlı Zeugma kenti, MS. 256 yılına kadar yaşamış ve bu tarihte 1. Şapur tarafından yakılıp yıkılmış. Yıllar sonra Zeugma Antik Kentinden çıkarılan bu mozaikler, tüm ihtişamıyla bu müzede sergileniyor. Gaziantep'e gelindiğinde mutlaka ziyaret edilmeli ve eğer mümkünse bu mozaiklerin hikayesi de dinlenmeli. Rehberimiz Mehmet Severoğlu sayesinde oldukça bilgilendirici bir müze gezisi gerçekleştirdik. Kendisine teşekkür ederiz...
We went to Zeugma Mosaic Museum which is one of the biggest mosaic museums of the world after that museum. The magnificent Zeugma city was founded by Seleukos Nikator one of the generals of Alexander The Great in 300 BC. The city lived till 256 AD in the name of Selevkia Euphrates. It was ravaged by Shapur the first on this date. The mosaics were taken from antique Zeugma City after years exhibits in this museum. Here must be visit when you come to Gaziantep and listen the story of these mosaics. We executed a very informative museum tour thanks to our guide Mehmet Severoğlu. We appreciate to him.
Zeugma Müzesi gezisi bittikten sonra oluşan kısa süreli boşlukta, müzenin yakınlarında bulunan ve hakkında olumlu yorumlar duyduğumuz Dukat Kebap ve Beyran'a gidiyoruz. Saat çok da önemli değil beyranı özledik ;) Müzeden sonra yemek yiyeceğimiz için azar beyran içip döneriz diye düşünmüştük fakat hiç de öyle olmadı. Harun Usta tüm lezzetlerini ve hünerlerini bizle paylaştı. Önden aldığımız beyranlar bol etli ve lezzetli. Kelle paça harika. Aramızda bu çorbayı içemeyenler bile içebiliyor, o kadar güzel terbiyelenmiş. Defalarca Gaziantep'e gitmiş olmamıza rağmen daha önce görmediğimiz bir tabak geliyor. Kendisi, beyran etinden kavurma. Harika bir lezzet, hepimiz çok sevdik bu tabağı. Kalkmaya hazırlanırken bir de baktık katmer geliyor. Onu da geri çevirmek olmazdı, katmeri de çok beğendik. Harun usta yaptığı işi seven ve bu işi ustalıkla yapan bir kişi. Zeugma Müzesi'ne gelindiğinde es geçilmeyecek bir adres. Misafirperverliği ve lezzetleri için Harun Usta'ya teşekkür ederiz...
After finished the Zeugma Museum tour we had a short term free time. We went to Dukat Kebap ve Beyran, near the museum which we heard positive comments about it. Time was not so important. We missed the beyran. Due to the we will have a lunch, we thought only eat a small portion beyran but it had not happen in that way. Harun Master shared all of his tastes and talents with us. Beyrans were ample in respect of meat and delicious. Sheep's head and foot soup was wonderful. Even some of us could not drink this soup we could drink it. It was very well marinated. Although we visited Gaziantep several times we have not seen like a plate never met before: Roasted beyran meat. All of us loved this plate. He also offered us katmer. We also loved it. Harun Master was making his job with love and he makes this job professionally. Do not miss his address when you visited the museum. We appreciate to him for his tastes and hospitality.
Yine karnımız doymuş bir vaziyette öğle yemeğine doğru hareket ediyoruz :) Sıradaki durağımız, küşleme denilince akla ilk gelen üç mekandan biri olan Küşlemeci Hüseyin Usta. Hüseyin Usta, Küşleme Kebaphan adında son derece şık bir mekan yaptırıyor. Biz gittiğimizde inşaatı tamamlanmak üzereydi. Biz de eski yerlerine giderek, güzel bahçesinde bizim için ayrılmış yerlerimize oturuyoruz. Sırasıyla lezzetler masaya arz-ı endam ediyor. Kaşık salatası, fındık lahmacun, kuzu şiş, simit kebabı, küşleme ve katmer. Özellikle küşleme ve katmeri beğeniyoruz ve Hüseyin Usta ellerine sağlık diyoruz..
We again went to lunch with a full stomach:) our next stop was Küşlemeci Hüseyin Usta. It was one of the three best venues about küşleme.. Hüseyin Master was building a chic venue called Küşleme Kebaphan. Its construction was almost finished when we arrived. We went to their old places with a nice garden. Tastes came to the table respectively. Spoon salad, mini lahmacun, lamb on skewer, simit kebab, küşleme and katmer. We especially liked küşleme and katmer. God bless of the hands of Hüseyin Master.
Buradan Gazi Muhtar Paşa Bulvarı üzerinde bulunan Fıstıkzade mağazasına gidiyoruz. Mağazada o kadar cezbedici baklavalar ve tatlılar var ki tok olmamıza rağmen tatlarına bakıyoruz. Feslerimizle ve tepsilerle keyifli resimler çekiyoruz. Turumuz da artık sonlanmak üzere..
After here we went to Fıstıkzade shop located on Gazi Muhtar Paşa Boulevard. The desserts and baklavas in the shop were so charming taht although we were full we tasted them. We took photos with trays and fez. Our tour was about to finish.
Sıradaki durağımız, pazar günleri Gaziantepliler için vazgeçilmez olan mangal keyfinin en iyi adreslerinden biri olan Dülük Tabiat Parkı. Burada Göl Cafe Restaurant'ta mangal yapacağız. Bu park, pazar günleri yükselen dumanları uçaktan gözüken, burayı bilmeyen birileri için yangın çıktığı zannedilen bir park. Çok büyük bir park ve o gün mangal için her yer doluydu. Park ve biyolojik gölet, dinlenmek için harika bir yer. Göl Cafe Restaurant'ın yanında bulunan yeşil alanda hem dinlenip, hem keyif yapıp hem de mangal yapıyoruz. Hazır şişleri mangalda biz pişiriyoruz ve yiyoruz. Bu tip yerlerde hazır şişlerde pek lezzet olmaz ama burada tattığımız tüm şişler lezzetliydi. Gaziantep halkıyla pazar günü burada mangalı tavsiye ederiz..
Our next stop was Dülük Natural Park. Here is an essential spot for barbeque enjoy for Gaziantep people on Sundays. We made barbeque at Göl Cafe Restaurant. You can see the rising smokes from this park on Sundays from plane. If you do not know the specialty of here you may think that there was a fire broke out. It was an enormous park and that day everywhere was full because of barbeques. The park and biological pond were fantastic places to rest. We made both rested and made barbeque in green field near the restaurant. We cooked and ate prepared skewers in the barbeque. Generally, there is no much taste in prepared skewers but all the skewers we tasted were delicious. We advise the barbeque enjoy with Gaziantep people on Sundays.
Mangaldan sonra artık turumuz bitmiş oluyor ve İstanbul için havaalanına hareketimiz başlıyor.
Yemeyi, içmeyi ve gezmeyi seven katılımcılarla, lezzetli yemekleri ve harika insanları ile meşhur Gaziantep'i gezdik ve bu tur bizi çok mutlu etti. Aynı dili konuştuğumuz Fıstıkzade ekibi ve rehberimiz harikaydı. Fıstıkzade ve Yönetimine, Genel Koordinatör Vedat Diri Bey'e, Fıstıkzade Ataşehir Yöneticisi Nilüfer Hanım ve İlyas Bey'e, Rehberimiz Mehmet Severoğlu'na ve şoför arkadaşımıza KanGurular grubu olarak çok teşekkür ederiz.. Bu iyi niyet ve enerjiyle, Fıstıkzade'nin başarılı olup, uzun süre kalıcı olacağına eminiz... #KanGurular
After barbeque our tour finished and we went to airport for Istanbul flight.
We strolled around Gaziantep famous with its wonderful people and delicious foods with food lovers participants and this tour made us very happy. Fıstıkzade crew speaking the same language with us and our guide was wonderful. We thank to the directory of Fıstıkzade, general coordinator Vedat Diri, directors of Ataşehir branch Nilüfer Hanım and İlyas Bey, our guide Mehmet Severoğlu and our driver as KanGurular group. We sure that Fıstıkzade will be successful and permanent with this energy and goodwill... #KanGurular