Ümraniye bölgesinde faaliyete geçeli henüz iki hafta kadar olan yeni bir mekân keşfettim. Hacegan Türk Mutfağı. Mekân adını içinde kurulduğu Hacegan Hatıra Ormanı’ndan alıyor. Farsça bir kelime olan hacegan ise hocalar, efendiler gibi anlamlara geliyor. Biraz tasavvufi bir isim. Arka fonda çalan müzikler de böyle bir ortam yaratılmasına katkı sağlıyor.
Orman alanı zaten çok güzel bir peyzaja sahip durumda. Aynı durum bu restoran için de geçerli. Restoran, parkın giriş kapılarından birine yakın olacak şekilde konumlandırılmış. Parkın içinde yer alan köprü, şırıldayan şelale, ahşap hayvan figürleri gibi unsurlar ile uyumlu bir yer. Yoğun bir yeşilliğin içinde kendini çevresiyle bütünleşmeyi başaran doğal bir restoran yaratılmış. Oturma kapasitesi toplamda yaklaşık 200 kişi. İsteyen açık mutfağın dikkat çektiği, merkezindeki camlı kubbe sayesinde tavandan da ışık alan iç alanda, isteyen yeşilliğe daha yakın bir şekilde manzaralı dış alanda bulunan masalardan birinde oturabiliyor. Dış alanda tavan ısıtıcıları da mevcut. Masalar standart restoran masalarından daha geniş ve ferahlığı arttıracak şekilde yerleştirilmiş. Restorandan ziyade bir tanıdığınızın evine ziyarete gelmişsiniz hissini uyandıran bir yer. Bakır renkli kocaman fırını görünce sanki bakır cezvede yapılan Türk kahvesini yudumladığımı zannettim.
Mekân Vedat ve Berk adlı iki ortak tarafından işletiliyor. Vedat Başaran’ın danışmanlığından faydalanarak doğal ve samimi bir restoran ortaya çıkartılmış. Vedat Bey’in deneyimi ve profesyonel yaklaşımı şehre seçkin bir mekân daha kazandırmış. Kendi adıma bir parkın için de bu kadar zengin menülü ve kaliteli bir restoran ile karşılaşmak beni epey şaşırttı. Ortaklardan Vedat Bey ile biraz sohbet etme imkânım oldu. Toplumun her kesimini kucaklayan, her zevke hitap eden bir menüsü olan, günün her vaktinde gelinebilecek bir yer yaratmayı hedeflediklerinden bahsetti. Mesela serpme kahvaltı menüsü de olan mekân, kahvaltıyı belli saatler ile sınırlamamış. Canınız ne zaman isterse gelip kahvaltı yapabiliyorsunuz. Bölgedeki üst düzey restoran olmayışı boşluğunu fazlasıyla dolduran bir yer olmuş bana göre.
Gelelim yediklerime. Menüye ilk bakışta Tershane ile benzerlikler dikkat çekiyor ama burada tencere yemekleri de menüye eklenmiş ve mezeler alkol olmadığı için biraz daha farklı. Tatlı çeşitleri de daha fazla ve farklı. Mesela ıtırlı muhallebi dikkat çekiyor. Alkolün olmayışı rahatsızlık vermiyor. Çünkü menünün ve ortamın tasarımı daha çok bir aile restoranı olacak şekilde yapılmış.
Masaya oturunca çörekotlu tulum peyniri ve turşu tabağı sıcak mini pideler eşliğinde ikram olarak geliyor.
Menüden az porsiyon kuru pirpirim çorbasını denemek istedim öncelikle. Sebze ile aranız iyiyse sevebileceğiniz bir çorba olmuş. Hafif bir başlangıç diyebilirim. Meze olarak muhammara ve humus istedik. Muhammara yumuşak kıvamda ve lezizdi. Acı olmadığı için rahat yiyebildim. Humus da başarılıydı ama bana göre daha da geliştirilebilir. Her iki meze de görsel açıdan harikaydı. Ara sıcak olarak yoğurt yatağında birer adet ekşili köfte (25₺) aldık. Klasik kızarmış içli köftenin aksine burada fırınlanmış versiyonunu denedik. Bir de haşlanmış olarak yapılıyor. Dengeli bir harcı vardı ve yoğurt sosuyla uyumunu beğendim.
Ana yemek olarak yaprak ciğer (30₺), hacegan köfte (40₺) ve sırtı kara (70₺) istedik. Tüm yemekler ızgara domates biber, bulgur pilavı ve sumaklı soğan ile servis ediliyor. Hacegan köfte dört adet büyük boy köfteden oluşuyor. Halka kesim kızarmış patatesler ayrıca geliyor. Tavada yaprak ciğer de patates eşliğinde geliyor. Ciğerle aram olmadığı için denemedim ama eşim severek yedi. Sırtı kara da porsiyon ve lezzet olarak tatminkârdı. Vedat Bey malzemelerin kendi yöresinden temin edildiğini söylemişti. Bu durum yemek kalitesine olumlu yansımış. Fiyatlar çoğu kişiye biraz yukarıda gelebilir ama bana göre normal. Kişi başı 100-150₺ye fazlasıyla doymuş olarak kalkarsınız. kendilerine ait çocuk oyun alanı ve otoparkın olması da güzel.
Tatlı yemek için yerim kalmadı ama bir daha ki sefere İzmir Hisarönü’nden getirilen şambaliyi ve tencere yemeklerini denemek istiyorum. Henüz çok yeni bir yer ama personel ve müşteri profili oturduktan sonra daha da cazip hale geleceğini düşünüyorum. #KanGurular Erşen T.
I discovered a new venue that has started to operate about two weeks ago in Ümraniye region. Hacegan Turkish Culinary. The name of the venue comes from the forest called Hacegan Memorial Forest that established inside. The Farsi Word Hacegan means of hodjas, patrons. It is a sufistic name. The music playing in the background also contributes to create such an atmosphere.
The landscape of the forest area is already very nice. This situation is same also for this restaurant. The location of it is near to one of the entrance doors of the park. It is a compatible place with bridge inside the park, plashy cascade, and wooden animal figures. A natural restaurant has been created located in dense greenery, succeeding integration with its environment. Its total seating capacity is about 200 person. If you want, you can sit at inside area where open kitchen draws attention, taking daylight also from glass cupola located in the centre on the ceiling; if you want, you can sit one of the tables located outside area more close to the green. There are also ceiling heaters in the outside. Tables has placed more spaciously and wider than the ones in standard restaurant tables. It is a place that awakening the feeling of coming to a close friend of you more than a restaurant. When I see the big, copper coloured oven, I thought that as if I sipped a Turkish coffee prepared in copper pot.
The venue managed by two partners called Vedat and Berk. They have created a natural and sincere restaurant by utilized consultancy of Vedat Başaran. The experience and professional approach of Vedat Bey gained another elegant venue to the city. I have very surprised when I met such a qualified restaurant with so rich menu in a park. I gave opportunity to converse with one of the partners, Vedat Bey. He talked about targeting to create a place hugging every category of the society, having a menu that appealing to every gusto, visiting in every time of the day. For example, the venue has also mixed breakfast menu and it has not limited certain hours. Whenever you want, you have breakfast. According to me, it has become a place largely filling the gap of not being high-level restaurant in the region.
Let us talk about the things I have eaten. At first sight to the menu, similarities are drawing attention with the menu of Tershane. However, here pot foods added to the menu and mezes are a bit different due to there is no alcohol. Dessert kinds are much more and different from Tershane. For instance, custard with geranium is an interesting option. Not being of alcohol is not bothering you. Because the design of the menu and atmosphere is made appropriate for a family restaurant. Tulum cheese with black seeds and pickle plate is coming with hot tiny pitas as offering.
Firstly, I wanted to try half portion pirpirim soup from menu. If you like vegetables, you might be like this soup. It is a light appetiser. We wanted humus and muhammara as meze. Muhammara was soft and tasty. I could eat it easily due to it is not hot. Humus was also successful but it would be better for me. Both mezes are wonderful in respect of vision. We took one piece of stuffed meatball (25₺) on yoghurt bed for each of us as hot starter. We tried its baked version in here. They also made it as boiled. It was a balanced dough and I liked its harmony with yoghurt sauce.
We wanted liver (30₺), Hacegan meatball (40₺) and lamb meat (70₺) as main course. All foods serve with bulgur rice, grilled tomato, green pepper and onion with sumac. Hacegan meatball consists four big pieces of meatball. Ring shaped fries comes additionally. Fried liver also serve with potato. I did not try it due to I do not liked it but my wife liked it. Lamb meat was also satisfying in respect of portion and taste. Vedat Bey said that ingredients providing from their own regions. This situation has positively reflected to the food quality. Prices are expensive for many people but it is normal according to me. You can satisfy with spend of 100-150₺ per person. It is also nice they have private playing area for kids and parking area.
I had full for dessert. Next time I want to try şambali comes from Hisarönü, Izmir and pot foods. It is a so new place for now but after the personnel and customer profile used to I think it will be a more attractive place. #KanGurular
KanGurular'ın Puanı
KanGurular | Lezzet | Servis | Atmosfer | Fiyat | SONUÇ |
---|---|---|---|---|---|
Erşen T. | 8 | 9 | 9 | 7 | 8.25 |
Notun Değerlendirmesi:
0 - 5Bizce Gitmeyin5 - 6Pişman Olabilirsiniz
6 - 7Ortalama Mekan
7 - 8Gidilebilir
8 - 9Bizce Gidilir
9 - 10Mutlaka Gidin
Foto Galeri
İletişim/Ulaşım
Adres: Saray Mahallesi Sokullu Caddesi Dorakent Sokağı Ümraniye - İstanbul
Telefon: +905321312966