NUR MUHAMMAD MALEZYA RESTAURANT
Hep aynı şeyleri yemekten sıkılmanın sonucu geçtiğimiz gün çok bilinmeyen dünya mutfaklarını keşfe çıkalım dedik. İlk durağımız Malezya mutfağı oldu. Nur Muhammad Malezya Restaurant şehrin (belki de ülkenin) tek Malezya lokantası.
Malezya mutfağı; sosların ve pirincin hakim olduğu bir mutfak. Hint, Endonezya ve Thai mutfağı ile benzerlik gösteriyor. Genel olarak herşeyi kızartma eğilimindeler. Sipariş verdiğiniz yemekte Goreng veya Belada kelimesi geçiyorsa bilin ki orada kızartılmış birşeyler vardır. Sosların – özellikle körinin – bu mutfakta özel bir yeri var. Pilavları tatsız, tuzsuz ve kuru olduğundan yanında gelen sosları üzerine dökmeniz önerilir. Nerde Malezya pilavı, nerde bizim tereyağlı mis gibi pilavlar.
Bu lokanta Fatih Karagümrük’te Mihrimah Sultan Cami’nin yanında bulunuyor. Mekan 4 katlı. Giriş kat cafe olarak hizmet veriyor. En üst katta manzaralı bir terası var. Yemeğimizi yemek için oraya çıktık. Servis elemanlarıyla dil konusunda problem yaşayabilirsiniz. Çünkü Türkçe ve ingilizceleri yetersiz. Menüde yöresel yemeklerin yanısıra western food başlığı altında batı yemekleri de sunuluyor. Genel olarak porsiyonlar bol, fiyatlar uygun.
Neler yediğimize gelince;
We decided to discover the world kitchens which do not known much as a result of getting bored because of eating same foods continuosly. Our first stop became Malaysia Kitchen. Nur Muhammad Malezya Restaurant is the only Malaysian restaurant in Istanbul ( maybe in Turkey).
Malaysian kitchen is a kitchen that dominated by rice and sauces. It is similar to Indian, Indonesian and Thai Kitchen. Generally, they are tend to fry everything. If the food you ordered containing Goreng or Belada words, you could be sure that there were something fried in there. Sauces (especially curry) have a special place in this kitchen. Due to the their rices are dry, unsalty and tasteless; I suggest you pour the sauces serving beside top of them. Malaysian rice was very different from our buttered and yummy Turkish rice.
This restaurant was located near the Mihrimah Sultan Mosque in Karagümrük, Fatih. The venue had 4 floors. Entrance floor is offering service as cafe. There was a terrace which had scenic in top floor. We climbed to there to have our lunch. You would probably having problem to communicate with the staff. Because their English and Turkish were insufficient. In addition to local foods in the menu, they were serving the west style food under the title of western foods. Generally, portions were big, prices were affordable.
Lets talk about what we ate;
1-Nasi Lemak Ayam : Malezya halkının en çok sevdiği yemek buymuş. Hindistan cevizi sütüyle haşlanmış pilav, bir parça tavuk but, haşlanmış yumurtanın yarısı, acıbiber sosu içerikli. Ayrıca tabağın bir köşesinde kabuklu fıstıklar vardı, anlayamadık. Yenecek gibi değil, töbe töbe..
1-Nasi Lemak Ayam: This was the most favorite food for Malaysian people. Boiled rice in coconut milk, a drumstick, half of a boiled egg with hot pepper sauce. Additionally, there was some shelled peanuts in the plate. We could not understand. It was not edible.
2-Sirop Bandung : Güllü süt (yanlış okumadınız). Birinci yudumu merakla, ikinci yudumu inatla aldım, üçüncüye takatim kalmadı.
2- Sirop Bandung: Milk with rose. (Yes, you read correct) I curiosly took the first sip and stubbornly the second sip but I lost my sense for the third sip.
3-Nasi Goreng Pattaya : Omlet içerisinde sebzeli, tavuklu kızarmış pilav. Mantık olarak bizim perde pilavına benziyor ama lezzet olarak aynı cümlede bile kullanmam.
3- Nasi Goreng Pattaya: There were fried chicken pieces with vegetables inside an omlette. It was looked like Turkish curtain rice enveloped in thin dough but I do not spell these foods in same sentence is respect of taste.
4-Paru Balada : Acı soslu ciğer kızartma olarak çevirebiliriz. Yaprak ciğeri kızartıp üstüne domates,soğan, biberli sos ilave etmişler. Ciğerin dışını kurutmuşlar. Sosu da epey acı. Bu yediğimden de birşey anlamadım doğrusu. İlk kez ciğeri tabağımda bıraktım.
4- Paru Balada: Fried liver with hot sauce. The liver was fried and poured a sauce with tomato, onion and pepper over it. The outer layer of liver was dried and its sauce was too hot. I also did not understand what I ate. I have left the liver in my plate for the first time in my life.
Tekrar gelir miyim? Hiç sanmıyorum ama dünya mutfağına meraklı arkadaşlar gidip deneyebilirler...
Will I come to here again? I do not think so but if you have curious about world kitchens you can taste it by coming here...
Lezzet:3 Servis:3 Atmosfer:6 Fiyat:5
YÜKSEL UYGUR LOKANTASI
Dünya mutfaklarını keşfe çıktığımız gün ikinci durağımız Yüksel Uygur Restaurant oldu. Şehirde burası haricinde birkaç tane daha Uygur yemekleri yapan lokanta var. Özellikle Fatih-Aksaray bölgesinde Orta Asya mutfağını temsil eden lokantalar artmaya başladı.
Bu lokanta Millet caddesi olarak bilinen Turgut Özal Bulvarı’nda, Haseki’ye yakın lokasyonda yer alıyor. İki katlı mekan, pek özelliği olmayan bir dekora sahip. Sadece duvarda çerçeve içinde yer alan dev mermerler dikkatimi çekti. Uygurlarla mermerin alakası olup olmadığını sorduğumda sadece dekor amaçlı olduğunu söylediler, enteresan. Gittiğimizde öğle saatleriydi ve mekan tamamen doluydu. Müşteri profili yüzde 90 Uygur Türk’lerinden oluşuyordu. Uygur lokantalarında masaya oturur oturmaz termosla çay getiriyorlar. Bizde yemek sonrası içilen çay, onlarda yemek öncesi geliyor ve tüm yemek boyunca içiliyor.
Neler yediğimize gelince;
Our second stop became Yüksel Uyghur Restaurant on the day we decided to discover the world kitchen. There were also a few restaurants making Uyghur foods in İstanbul except here. The restaurants presenting the Middle Asia Kitchen started to increase especially in FatihAksaray neighbourhood. This restaurant was located in the Turgut Özal Boulvard (Millet Street) near Haseki. The venue had 2 floors and its decoration was very plain. Only, the huge marbles located in a frame on the wall drew my attention. I asked there was any connection between the marble and Uyghurs. The answer was only for decoration. Interesting. We visited the menu in lunch time and its capacity was full. Customer profile % 90 composed of Uyghur Turks. As soon as sit your table they serve you tea with a thermos. The tea, drinking after meal for Turkish people, is serving before meal for Uyghurs and drink along all meal.
As for what we ate;
1-Şiş Kebap : Üzerinde 4-5 parça iri koyun eti var, istediğiniz kadar şiş sipariş edebiliyorsunuz. Etoburlara tavsiye ederim, pek lezzetli..
1-Shish Kebab: There were 45 big pieces of sheep meat on a skewer. You can order it as you wish. I suggest it for carnivores. It was very delicious.
2-Göşnan : Uygurların çiğ böreği diyebiliriz. İçinde kuşbaşı parçaları var. Çok fazla yağ çektiği için biraz ağır geldi.
2-Goshnan: We can describe Uyghur style ciburek (deep fried thin dough with raw minced meat filling). There were meat cubes inside of this style. It was a bit rich because of soaking too much oil
3-Gambian Soumian (Kuru Kavrulmuş Makarna) : Uygurlar spaghettiye benzer makarnalarını lağmen olarak adlandırmışlar. Kimi kaynaklarda legmen, leğmen olarak da geçiyor. Uygur lokantasına gittiğinizde mutlaka lağmen yemelisiniz. Makarnalar orada taze kesiliyor. Baharatlar , yesil ve kirmizi biber, kavrulmus et ve taze soganla harmanlanmis olarak geliyor. Sakızımsı kıvamda ve al dente pişiriliyor. Bizim makarnalar gibi pelte hale gelmiyor. Hatta İtalya’ya spaghettinin Marco Polo tarafından Türkistan’dan götürüldüğü söylenir..
3-Gambian Soumian: (Dry roasted pasta).Uyghurs called their pasta lagmen which resembles spaghetti. Some sources called it as legmen. If you visit Uyghur restaurant, you must definitely eat lagmen. Pastas were cutting there as fresh. Pastas were serving after making a mixture using spices, green and red pepper, roasted meat and fresh onion. They are cooked as al dente. They are not become doughy like Turkish pastas. It was even related that Spaghetti was taken away by Marco Polo to Italy from Turkistan.
4-Mantı : Hıngal gibi içi bol etli ve sulu. Yerken birşeyin eksikliğini hissettik. Arkadaşım da ben de bunun sos ve sarmısaklı yoğurt olduğunu onayladık.
4-Mantı: It was like hıngal; juicy and consisting meat richly. We feeled something were missing when we ate. I agreed with my friend these were sauce and yoghurt.
Tekrar gelir miyim ? Menüden deneyemediğim Uygur yemekleri ve diğer lağmen çeşitleri için..
Am I come here again? Yes. For other Uyghur foods which I could not try in the menu and other lagmen kinds.
Lezzet:7 Servis:7 Atmosfer:7 Fiyat:8
WARUNG NUSANTARA
Dünya mutfaklarını keşfe çıktığımız gün, üçüncü ve son durağımız Endozenya mutfağı oldu. Warung Nusantara , şehrin (belki de ülkenin) tek Endonezya lokantası. Zeytinburnu’nda Merkezefendi tramvay istasyonunun olduğu konumda yer alıyor. Öğle saatlerinde gittiğimizde mekandan ayrılana kadar başka müşteri gelmedi. Bildiğim kadarıyla o bölgede yaşayan ciddi bir Endonezya vatandaşı kolonisi yok. (Zaten şehirdekileri toplasan çok ciddi bir rakama ulaşmaz) Neden burada açtınız? sorusuna “Çünkü evimiz buraya yakın “ cevabı beni şaşkına çevirdi.
Endonezya mutfağı; Thai, Malezya ve Hint mutfağı ile birtakım benzerlikler gösteriyor. Menü pirinç, noodle, börek üzerine. Daha önce yapmış olduğum Endonezya Bali adası seyahatimde ülkenin en önemli gelir kaynağının pirinç ve Bali masajı olduğunu öğrenmiştim.
Neler yediğimize gelince;
Our the third and last station became Indonesian Kitchen, Warung Nusantara on the day we decided to discover the world kitchen. Here is the only restaurant in Istanbul (maybe in Turkey). It was located near the Merkezefendi tram station, Zeytinburnu. There were not any customer visit the venue until we left here at midday. As I know there were no significant living Indonesian population in that area. (Actually there are no significant population in all Istanbul). I asked them “why did you open the venue in this location” they replied me “Because here is very close to our house”. This answer astonished me. Indonesian kitchen shows similarity with Thai, Indian and Malaysian kitchen. Menu is mainly composed of rice, noodle and burek. I had learned that the most important income sources of the country were rice and Bali massage during my Bali travel.
As for what we ate;
1-Sate Ayam : Bildiğimiz tavuk şiş, üstünde yer fıstığı sosu ile servis ediliyor. Bu sos tavuğa lezzet katmış, mutfakta başka yemeklerde de denenebilir. Tabakta kalıp halde duran pirinçler ise pirinç keki (rice cake) olarak adlandırılıyor. Sofralarında ekmek bulundurmadıkları için bu yağsız-tuzsuz pirinç kalıplarını ekmek niyetine yiyorlar.
1-Sate Ayam: The classic chicken shish. It was serving with peanut sauce topping it. This sauce added extra taste to the kitchen. It could be tried on other foods. The block shaped rice situated on the plate called as rice cake. They were eating these unsalty and oil-free blocks instead of bread.
2-Muz Yaprağında Levrek : Normalde menüde olmayan bu seçeneği gitmeden arayıp sipariş etmeniz gerekiyor çünkü yapımı yaklaşık 45 dk sürüyor. Asma yaprağında sardayla veya levreğe alışmış bizler için muz yaprağında balık enteresan bir deneyim. Muz yapraklarını Thailand’dan getiriyorlar. Buradaki (Antalya, Mersin) muz yapraklarını da denemişler fakat balıkta acı bir tat bırakmış. Muz yaprağı balığa lezzet katmış fakat çiftlik balığı yerine güzel bir deniz balığıyla çok daha lezzetli olabilir. Balık da, yanında ayrı bir tabakta ekmek niyetine pirinçle servis ediliyor.
2-Sea bass on banana leaf bed: Normally this choice is not found on the menu. You should order this before going by calling the venue. Because its preparation takes about 45 minutes. It was an interesting choice for us whom used to bass or sardine on grape leaf bed. They imported the banana leaves from Thailand. They also tried our banana leaves but they left a bitter taste in the fish. Banana leaf gave a flavour to the fish but it might be better with a open sea fish. The fish was also serving with rice cake.
3-Samosa ve Risol Sayur : Bunlar yemek öncesi atıştırmalık börekler. İkisi de sebzeli börek, birinde köri var diğerinde yok.
3- Samosa and Risol Sayur: These were burek kinds serving as apperative. Both of them were with vegetables. One of them was with curry other one was not.
Tekrar gelinir mi? Menüden deneyemediğim yemekleri için tekrar gelebilirim. Aynı gün üçüncü öğle yemeğinde mide kapasitesi dolduğu için denemek istediğim yemekler eksik kaldı. Dünya mutfağına meraklı arkadaşlara da burayı tavsiye ederim. Endonezya mutfağı nasılmış diyenler için tek alternatif Warung Nusantara..
Am I visit here again? I can revisit to try the foods which I could not taste in the menu. Because of I had lunch three times in the same day the capacity of my stomach fulled. So, I could not try some meals in the menu. I also suggest here to friends curious about world kitchen. Warung Nusantara is the only choice for the people curious about Indonesian kitchen.
Lezzet:7 Servis:7 Atmosfer:7 Fiyat:7
Foto Galeri
İletişim/Ulaşım
Adres: Nur Muhammad Malezya Restaurant : Karagümrük Mahallesi Fevzi Paşa Caddesi No:345 Fatih / İstanbul Yüksel Uygur Lokantası : Aksaray Mahallesi Millet Caddesi No:21/A Fatih/ İstanbul Warung Nusantara : Cevizlibağ Mahallesi Gümüşsuyu Davutpaşa Caddesi No:42/A Zeytinburnu / İstanbul
Telefon: Nur Muhammad Malezya Restaurant : +90212 5331188 Yüksel Uygur Lokantası : +90212 5862622 Warung Nusantara : +90212 6798934