Gezi Tarihi: 16-19 Mayıs 2014
1.GÜN İSTANBUL-ZÜRİH
Pegasus'un kampanyalarından birinden faydalanarak uygun fiyatlı uçak biletimizi alıp, gelir seviyesinin çok yüksek olduğu ama bununla bağlantılı olarak Avrupa'nın en pahalı şehirlerinden biri olan Zürih'e doğru yola çıkıyoruz.
Zürih, Limmat Nehri'nin iki yakasına kurulan İsviçre'nin en büyük kenti durumunda.
Havaalanı şehre yaklaşık 13 km uzaklıkta. Avrupa'da bir çok ülkede olduğu gibi tren ulaşımı sorunsuz ve zamanında işliyor. Tren çok kısa zamanda şehir merkezine ulaşıyor.
Daha önce booking.com'dan ayarladığımız Walhalla Otel'de kalıyoruz. Otel merkez tren garına 5dakika yürüme mesafesinde, temiz, kahvaltısı da Avrupa standartlarına göre gayet başarılı.
Zürih, yakın çevre tren seyahatleri için de çok iyi bir konumda bulunuyor.
İlk olarak şehri keşfetmeye başlıyoruz.
Banhoffstrasse'de Yürüyüş
Tren garının hemen karşısından başlayan bu cadde, Zürih'in en işlek ve uzun caddesi. Cadde üzerinde ünlü giyim markaları, saat markaları ve çikolata dükkanları var.
Biraz Atıştırmalık
Banhoffstrasse üzerinde İsviçre orijinli meşhur Mövenpick dondurmacısına uğruyoruz. Mövenpick dondurmalarımızı alıp cadde boyunca ilerliyoruz.
Yine cadde üzerinde bulunan Sprüngli'ye uğruyoruz. Dükkana girer girmez nefis çikolata kokusu ile sizi büyülüyor. Paketten ziyade istediğiniz çeşitlerden 4-5 tane elinize alıp yürümek ve caddenin keyfini çıkarmak daha güzel.
Yol Üzerinde Gezilebilecek Müzeler
Fraumünster, Grossmünster, Kunsthaus Zürich, İsviçre Ulusal Müzesi
Şehir biraz dolaştıktan sonra, nehrin gölle birleştiği noktada ünlü çikolata markası Teuscher’in pastanesinde mola veriyoruz. Americano kahvemizin yanına, elmalı tart istiyoruz. İç malzemesiyle, tazeliği ve tadıyla büyüleyici bir lezzet.
Şehri birazda nehirden gezelim derseniz, Limmat Nehri üzerinde ve Zürih Gölü'nde tekne turu yapılabiliyor. Biz tercih etmedik çünkü yürüyerek caddelerde dolaşmak daha çok hoşumuza gitti.
İlk akşam yemeğinde yerel ve popüler bir restoran olan Zeughauskeller'i tercih ediyoruz. Kapıda uzun bir kuyruk var ama daha önce internetten rezervasyon yaptırdığımız için beklemeden giriyoruz. www.zeughauskeller.ch
Zürih usulü kremalı, mantarlı dana eti: Zürcher Kalbsgeschnetzeltes ve dana sosisi: Kalbsbratwurst tercih ediyoruz.
2.GÜN ZÜRİH-LUZERN
Bugün biraz Zürih'in dışına çıkmaya karar veriyoruz. Seçenekler arasından Luzern'e gitmeye karar veriyoruz.
Tren merkez istasyondan tam zamanında kalkıyor. Bir tarafta karlı Alp Dağları, diğer tarafta orman ve tipik İsviçre evlerinin arasından geçerken kendimizi Heidi masalında hissediyoruz. Yolculuk yaklaşık 50 dakika sürüyor.
Karşımıza gayet hareketli ve estetik bir şehir çıkıyor.
Bu şehir, İsviçreliler tarafında çikolata ve aşk şehri olarak tanımlanıyor.
Turizm bürosuna uğradığımızda özellikle Japon turistlerin Pilatus dağına çıkmak için bilet kuyruğunda beklediğini görüyoruz.
Dağ yaklaşık 2200 m ve finüküler ile çıkılıyor. Bilet fiyatları pahalı. Luzern'de 2 gün kalınması durumunda gidilmesi muhtemel bir rota bizce.
Hem civarı seyre dalmak hem de fotoğraf çekmek için yolumuz Kepellbrücke Şapel köprüsü yönüne çeviriyoruz.
Buradan devam ettiğinizde Wassertum su kulesi, 19.yy da yapılmış 43 metre uzunluğunda bir kule.
Şehrin biraz ara sokaklarına girince Lucerne Aslan Heykeli’nin olduğu yere ulaşıyoruz. Fransız devrimi sonrasında İsviçre askerleri, paralı olarak Napolyon için savaşmışlar. Napolyon savaşı kaybetmiş ve bir çok İsviçre askeri de savaşta ölmüş. Buradaki aslan heykeli, İsviçre askerini temsil etmektedir ve acı çekmektedir ama halen aslandır ve soyludur.
Bir kahve molası verdikten sonra dönüş yoluna geçiyoruz.
Akşam İsviçre mutfağından devam edip Swiss Chucci'de fondü ve raclette denemeye karar veriyoruz.
Yemeğin sonuna sakladığımız içi elmalı, dışı çıtır tatlısı çok başarılı.
3.GÜN ZÜRİH
İsviçre'deki son günümüzde Uetliberg'e çıkıyoruz. Tren çok dik bir yamaçtan yarım saat boyunca tepeye tırmanıyor. Son durakta indikten sonra 10-15 dakika ormanın içinde yürüyüp gözlem kulesine ulaşıyorsunuz. Gözlem kulesinin tepesinden, şehir manzarası ve Alplerin görüntüsü bir arada ve muhteşem.
İsviçre, tüm güzellikleri ile insana değer veren, dünyanın en pahalı ülkelerinden biri. Genel olarak, özellikle çikolatalar çok pahalı ve güzel. Sokaklarda gezerken, Türkiye'de 500 bin TL'ye satılan Mercedes modellerini taksi olarak ve bolca Ferrari, Porsche gibi arabaları görmeniz çok muhtemel.
Bu ülkeyi gezerken, sokakların güzelliğine, düzenine hayran kalıyorsunuz. Yemek aralarında, çikolata ve tatlılar için bol bol yer bırakmak iyi olur.
YAPMANIZI TAVSİYE EDERİZ
1- Sprüngli'de çikolatanın dibine vurmak (viskili olanı çok güzel).
2- Old town'un ara sokaklarında gezmek, küçük dükkanlara göz gezdirip kafelerde sakin yaşama ayak uydurmak.
3- Uetliberg'e çıkmak.
4- Luzern'e giden yolun manzarasının keyfine varmak.
5- Fondü ve Rachlette denemek.
6- Avrupanın en pahalı magnetini satın almak.
-------------------------------------------------------------------------------------------
ZURIH TRIP
Trip Dates: 16-19 May 2014
FIRST DAY: İSTANBUL-ZÜRİH
We have travelled to one of the most expensive cities of Europe, Zurich. It is located on two sides of Limmar River and the biggest city of Switzerland. Airport is 13 km away from city. Train system is accurately working like other cities of Europe and you can arrive city center in very short time. We have stayed Walhalla Hotel we have booked before. The hotel was very close to central train station(five minutes by walking), clean, very good according to European standarts. It has a very good location for daily short train trips. We have started to discover the city.
Walking in Banhoffstrasse
Here is the longest and the most busy street of Zurich. It has started across the train station and full of famous watch, fashion and chocolate brands shops.
Some snack
We have dropped by famous ice cream brand shop, Movenpick. We have taken our icecreams. Another shop, Sprüngli was fascinated us with chocolate smell. It is better to take away kinds of you want instead of buying a package.
You can visit some museums like Fraumünster, Grossmünster, Kunsthaus Zürich, switzerland national museum.
After some discovery we have taken a break in Teuscher's pattiserie on the spot of meeting point Zurich lake combining with the river. We have bought Americano coffee and apple pie. It was a fascinating taste with its freshness and taste. If you want to see the city by river you can join a boat tour. But instead of this we have prefferred to wander by walking.
We have prefferred a popular and local restaurant, Zeughauskeller, on our first dinner. There was a long queue but we have entered without waiting thanks to our online reservation. www.zeughauskeller.ch We have eaten Zürcher Kalbsgeschnetzeltes (beef with cream and mushroom) and Kalbsbratwurst (beef sausage).
SECOND DAY: ZÜRİH-LUZERN
We have decided to visit Luzern by train. Train is departing on time. We have felt us in a Heidi tale tahnks to the snowy Alps, forest and typical Switzerland houses. The travel has taken time about 50 minutes. Luzern was an esthetic and dynamic city. It has been defined the city of chocolate and love by local people. We have seen Japanese tourists waiting ticket queue to climb Pilatus mountain when we went to tourism office. The mountain's height is about 2200 meters and you can climb by funicular. Tickets were expensive.
We have turned our route to Kepellbrücke chapel bridge direction. It was an ideal point to watch surroundings and taking photos. If you continue on this route you can see Wassertum water tower. It has been built in 19 th century and its height is 43 mt.
When we have entered between streets of city we have seen the Lucerne Lion Statue. After French Revolution Switzerland soldiers have fighted for Napoleon as hired soldiers. When Napoleon has defeated many of these soldiers have died. This lion is symbolize the Switzerland soldiers and in pain but it is still lion and noble. After a coffee break we have returned to Zurich.
We have decided to try fondue and raclette in Swiss Chucci. Here's dessert was very successful. The inside of it contains apple and outer layer was crunchy.
THIRD DAY: ZÜRİH
We have gone to Uetliberg on our last day in Switzerland. The train has climbed in a very steep slope for 30 minutes. You can arrive observation tower after getting off in last stop by walking 10-15 minutes in the forest. City and Alps view was wonderful.
Switzerland is a country attaching value on human and at the same time it is one of the most expensive countries in the world. Especially all chocolates are very good and expensive. When you wander in streets you can easily see the luxury automobiles like Mercedes, Ferrari and you will admire the beauty of streets and the order. Be ready for delicious desserts and chocolates.
TO DO LIST
1- Eating a lot of chocolate in Sprüngli. The one with whiskey is my favourite
2- Wandering in the streets of old town, staring small shops and keeping up calm life style.
3- Climbing to Uetliberg with train.
4- Enjoy the road view by going to Luzern.
5- Try the fondue and raclette.
6- To buy the most expensive magnet of Europe.