Anadolu'nun bu gizemli şehrini keşfetmek üzere, küçük bir grup ile Türkolog ve Anadolu tarihçisi Ali Canip Olgunlu önderliğinde çıktığımız yolculuğun ilk durağı, elbette ki Kars Harakani Havaalanı oluyor. Oldukça modern ve büyük yapısı ile hepimizi şaşırtıyor. Havaalanı, şehir merkezine sadece 6km. Buradan Sarıkamış Kayak Merkezi'ne ise 45 dakikalık bir yolculuk ile ulaşılabiliyor.
Kısa bir yolculuktan sonra iki gece konaklayacağımız Cheltikov Otel'e ulaşıyoruz. Cheltikov 19. yüzyılda Ruslar tarafından bazalt taşı kullanılarak, Baltık mimarisiyle yapılmış. Türklere geçtikten sonra hastane, misafirhane gibi devlet binaları olarak kullanıldıktan sonra, 2011 yılında restore edilerek 20 odalı butik bir otel haline getirilmiş. Şimdilerde, Kars'ta konaklanacak en güzel otel konumunda. Aynı zamanda otelin duvarları yaklaşık 1 metre kalınlığında. Cheltikov Otel personeli, bizleri güler yüzle o kadar güzel karşıladı ve ağırladı ki doğunun harika misafirperverliğini bizlere çok iyi hissettirdiler. Dönüş için havalimanına geldiğimizde bizi uğurlamaya kadar geldiklerini gördük ve aynı zamanda yanımızdaki hanımlara da gül hediye ettiklerine şahit olduk. Eminim hiçbirimiz, bu güzel insanların içten misafirperverliklerini, ömür boyu unutmayacağız.
Kars şehrine, burada sadece 40 yıl yaşamış olan Rusların etkisi çok büyük olmuş. Hatta halen Kars Kafkas Üniversitesi'nin Güzel Sanatlar Fakültesi bale bölümünün başarısı, bu etkinin güzel bir sonucu. İnsan, 40 senede bunlar yapılmışsa, yüz sene daha kalsalarmış neler yaparlarmış acaba diye sormaktan kendini alamıyor..
Yarı göçebe bir toplum olan Türklere karşın yerleşik yaşamı tercih eden Ruslar, bundan yüz sene öncesinin şehir planlamasıyla, şimdi bile oldukça modern sayılabilecek düzenli bir kent yaratmışlar. Geniş caddeler, halen birçoğu aktif olarak kullanılan muazzam ve çok sayıda taş binalar inşa etmişler.
Kars halkını oluşturan toplumlar, Azeriler, Acemler, Kürtler, Terekemeler (bir Oğuz boyu) ve Türkmenlerdir. Kars toplumunda yer edinmiş olan Ermeniler ve Malakanlardan, maalesef Kars'ta kalan kalmamıştır. Bugün bu karışık Kars toplumu, kardeşçe yaşamaktadır. Ne Kürtçülük, ne de dincilik vardır. Şehirde her yer Türk bayrakları ve Atatürk resimleriyle süslüdür. Bu bağlamda Kars, çok yakın olan ne Erzurum'a, ne de Van'a hiç benzememektedir.
Bir Rus Ortodoks toplumu olan Malakanlar, Çar tarafından Rus Ortodoks kilisesini kabul etmemeleri ve asla ellerine silah alıp savaşmamaları sebebiyle, Kars'a sürülmüşlerdir. Türkler, çiftçilikte ve hayvancılıkta çok ileri olan bu toplumdan çok şey öğrenmiştir. Bugün meşhur Kars peynirlerini yapmayı, Malakanlar'dan öğrenmişlerdir. Malakan toplumu ,maalesef 1922 yılında donemin hükümeti tarafından Bolşevik olabilecekleri kanısıyla tekrar Rusya topraklarına gönderilmiştir. Kalanlar ise 1962 yılında askerlik yapmayı reddettikleri için Kars'tan gönderilmişlerdir..
Kars'ta gezilecek yerler; Şehir içindeki Rus binaları, Çar Nikola'nın eski av köşkü (bugün Güzel Sanatlar Fakültesi olarak kullanılmakta), Kars kalesi (oldukça iyi korunmuş), Ebu'l Hasan Harakani türbesi ve camii, sonradan Kümbet camiine çevrilen Havariler kilisesi, Puşkin'in defalarca gidip yıkandığı hamam, Arkeoloji müzesi, Ruslar tarafından yapılan konserve fabrikası, taş değirmen, 1719'da yapılan taş köprü sayılabilir..
Kars'a yarım saat mesafede Ermenistan sınırı sıfır noktasında bulunan Ani antik şehri ise Anadolu'da ortaçağda kurulmuş en büyük yerleşim kentidir. Efes'in 30 katı büyük olup 135 km2'dir. 10. yüzyılda kurulan kent, Ermeni Pakraduni hanedanlığının başkentidir. Zamanında 100 bin nüfus yaşamaktaymış. Bugünkü Kars nüfusu sadece 80 bindir. Sekiz kadar kilise ve bir camii, bugün günümüze kadar gelmiştir. Daha sonra Selçuklular tarafından 1071'de alınmıştır. Alparslan büyük bir hoşgörüyle, Hıristiyan sembolleri taşıyan kiliseleri camiye cevirmiş ancak bu sembollere dokunmamıştır. Ani kenti girişinde, Anadolu'daki ilk Türk yazıtı acem dilinde surda bulunmaktadır. Yine Selçuklular tarafından ilk Türk camii, 1072'de yine Ani şehrinde inşa edilen Ebu-l Menucer'dir. Osmanlı döneminde ise Ani şehrine önem verilmemiştir. Bugün kentin birçok yapısı toprak altında bulunmaktadır. Kiliseler ve camiiler restore edilmektedir ancak halen kente hak ettiği değer maalesef verilmemektedir.
Kars'ta diğer gezilmesi gereken yer Çıldır gölüdür; 123 km2 yüzölçümüne sahip göl kış aylarında tamamen donar ve üzerinde kızak ile unutulmaz geziler yapılabilir ve fotoğrafçılar için inanılmaz güzel görüntüler yakalanabilir. Donmuş gölde, balıkçılar tarafından Eskimo usulü buz delinerek balık avı yapılır ve gölün kenarındaki Atalay'ın yerinde afiyetle bu balıklar yenir. İki tür balık vardır. Sazan ve Alabalık. Balıklar tava olarak yapılır ve oldukça lezzetlidir.
Kars'ın diğer bir gezi noktası, Sarıkamış Kayak Merkezi. Sarıkamış'a giderken yol üzerinde bulunan Şehitliğimizi ziyaret etmeden elbette geçmedik. Allahuekber dağlarında Aralık 1914'te savaşan 40 bin askerimizden ancak üç bini Sarıkamış'a geri dönebilmiş. 37 bin asker dağlarda savaşarak şehit olmuş. Bu arada tek kurşun atmadan soğuktan öldüler sözü tamamen palavra. Şehit adlarından, en küçüğünün sadece 16 yaşında olduğunu okudum. Allah'ın rahmeti hepsinin üzerine olsun, ruhları şad olsun.
Sarıkamış girişinde bulunan askeriye içinde yine o dönem Ruslar tarafından yapılmış harika binalar var ve halen yapıldıklarından yüz sene sonra bile bizim Mehmetçiklere ev sahipliği yapıyorlar. Ayrıca şu anda maalesef odun deposu olarak kullanılan muhteşem bir mimariye sahip, Çar Nikola'ya ait bir av köşkü bulunuyor. Sarıkamış Kayak Merkezi'nde 4-5 otel bulunuyor ve üç etaplı telesiyej imkanı var.
Kars mutfağına gelirsek, bu mutfağın en önemli unsuru kaz. Kaz öyle kesilip hemen fırında pişirilmez, kazlar kesildikten sonra tuzlanarak kurutuluyor ve kara gömülüyor. Kaz buzdolabında asla saklanmıyor. Dondurucuya girerse tadı bozuluyormuş bilgisini, tecrübeli ağızlardan öğrendik. Kaz pişirilmek istendiğinde 24 saat suda bırakılıyor arada su değiştiriliyor ki tuzunu bıraksın. Daha sonra iki kez haşlanıyor. İlk haşlama suyu dökülüyor: İkinci haşlama suyu ise bulgur pilavı yapmak üzere saklanıyor. Haşlanan kaz, fırında pişiriliyor ve daha sonra yemek için kemiklerinden ayrılıyor. Kaz eti, tavuk ve ördeğe göre biraz sert ve rengi koyu kahverengi ancak lezzeti gerçekten harika.
Kars'ta birçok yerde kaz yemek mümkün ancak bazı yerler turistik. Aslen Karslı olan Ali Canip bey, önceden bizler için Kamer lokantasına rezervasyon yapıp kaz siparişi vermiş. Gittiğimizde soframız hazırdı. Yöresel bir çorba olan evelik ile yemeğimize başladık. Çorba, mercimek,nohut, yarma, patates ve evelik otundan yapılıyor. Daha sonra ayıklanmış olarak kaz etleri yanında suyuna yapılmış bulgur pilavı ile birlikte masamıza servis edildi. Tam bir kaz ziyafetiydi. Lokantada şarap da servis ediliyor. Umurbey şarabını Kars'ta bulmak sürpriz oldu.
Diğer ünlü bir Kars yemeği ise Piti..Otelimizde son akşam bizim için özel olarak hazırlandı. Piti kuzu eti, nohut ve safran ile hazırlanıyor, emaye porsiyonluk maşrapalarda fırında pişiriliyor. Yeme şekli ise önce tabağınıza bir tur lavaşı doğruyorsunuz sonra maşrapadaki yemeğin suyunu döküyor ve en son ise tabağa yemeği boşaltıyorsunuz. Oldukça lezzetli bir yemek..
Diğer bir yemek hıngel, Çerkez mantısı da deniyor. Bütün Kafkas toplumuna mal olmuş bir yemek aslında. Eti bol iri mantı diyebiliriz.
Kars'ta kahvaltıyı da es geçmemek lazım. Bence bir yemek kültürü olmadığından öne çıkartılan Van kahvaltısından çok daha güzel. Kars'ın meşhur balı, kaymağı ve tüm peynir çeşitleri sofranıza geliyor ve kahvaltı bir lezzet şölenine dönüşüyor..
Kars'ın özel bir tatlısı yok. Tatlı olarak un helvası, tahin pekmez ve tabii en güzel tatlı olan doğal bal tüketiliyor.
Kars'ta alışveriş denilince ilk akla gelenler Kars köylerinde üretilen bal, peynir çeşitleri (gravyer, kasar, göbek kaşarı ve otlu peynirler), kaymak ve tereyağıdır..
Kars ile daha detaylı bilgi edinmek isteyenler; Youtube'tan Kars'ın solan renkleri Malakanlar'ı ve Tarık Akan'ın ''Deli deli olma'' filmlerini izleyebilirler. Biz bu videoyu ve filmi otelde izleyebildik, sizlere de tavsiye ederiz.
Sonuç olarak herkese, bir hafta sonu bu güzel şehri ziyaret etmelerini tavsiye ediyorum. Eğer Çıldır gölünde kızak keyfi de yapmak istiyorsanız, seçeceğiniz mevsim mutlaka kış olmalıdır... #KanGurular
-------------------------------------------------------------------------------------------
KARS TRIP
To discover this myterious city of Anatolia we have gone with a small group and Ali Canip Olgunlu the Anatolian historian and Turkolog. Our first stop was Kars Harakani Airport. It was astonished all of us by bigness and modern structure. City center is only 6 km away from airport. You can arrive to Sarıkamış Ski Center by 45 minutes car travel.
We have arrived to Cheltikov Hotel where we will stay for two nights after a short journey. The hotel was constructed by Russians using basalt stone with Baltic architecture style. After it come to hand of Turks, it was used as hospital and some official buildings until it has been restored as a boutique hotel with 20 rooms in 2011. Its walls thickness was about one meter. The personnel of otel were welcomed us very well and felt us the hospitality of East regions. When we came to airport for return, they have send us off and gave a rose the ladies together with us. We have not forgotten the hospitalities of these nice people for life time.
The effect of Russians has become powerful holding this city for 40 years. The success of Kars Kafkas University Fine arts academy ballet section the conclusion of this effect. I ask myself If they have done these for 40 years, what have been done as if they stay for another 100 years.
Contrary to semi nomad Turks, Russians prefered to settled life and created a modern, coordinated city with city planning in their age. They have constructed vast streets and plenty of stone buildings still active.
The societies comprising of Kars people are Azeris, Persians, Kurdish, Turkmens and Terekemes (an Oghuz tribe). Unfortunately, there is no Armenian or Malakan in nowadays. Today this mixed kars society are living in peace. Everywhere in the city is ornamented with Atatürk pictures and Turkish flags. In this sense, Kars is so different from its neighbours Erzurum and Van
Malakans were a Russian society exiled in Kars by char because of they do not recognize Russian orthodox church and do not fight. Turks were learned so much things from Malakans about farming (for instance famous Kars cheese was a tradition rooted from them) and animal breeding. Unfortunately, Malakans were back to Russia again by government because of the belief they might be bolshevik in 1922. Remaining from them were sent from Kars because they have refused to compulsory military service in 1962.
The places you must see; Russian buildings, former hunting pavillion belonged to Char Nikolai, Kars Fortress, Ebu'l Hasan Harakani tomb and mosque, Former Havariler Church, Bath using by Pushkin, Archeology Museum, Old mill, Stone bridge dated 1719, Canned factory
Antique Ani city is located in Armenia border, 30 minutes way to Kars. This city was the biggest city in Anatolia for middle age. It is 30 times bigger than Efes and has 135 km2. The city was settled in 10th century and was the capital of Pakraduni dynasty. Its population were 100.000 people. Today's Kars' population is 80.000 people. Kars was conquered by Seljuks in 1071. Alpaslan has converted churces into mosques without touching christianity symbols. At the entrance of Ani the first written Turk epigraph written by Persian language can be seen on the wall. The first Turkish mosque, Ebu-l Menucer, was constructed by Seljuks in 1072 is also at Ani.
Another touristic point in Kars is Çıldır Lake. Its land is 123 km2 and you can wander by sledges on the completely frozen lake surface. Fishermen are hunt two kinds of fishes: trout and carp. They are hunting by digging into holes on the frozen surface. These fishes are delicious and cooked by fried.
Sarıkamış ski Center is another travel point. We have visited the martyrdom making for dying 37.000 soldiers in December 1914. The youngest of them was 16 years. Ski center has 4-5 hotels and also chairlift with three stages.
In the military area located at the entrance of Sarıkamış are wonderful buildings constructed by Russians and they still have been used by soldiers even after 100 years.
The most important part of Kars cuisine is goose. Gooses are dried by salted and then buried in snow. They have never been hided in fridges. Because fridges are deteriorate their taste. Goose is leaving in water for 24 hours before cooking and this water is changing periodically to leave its salt. Then it is boiling twice. The first boling water is spilling. The second boling water is hiding for making bulgur rice. Boiled goose is baked in oven and then its meat is split of from bones. The goose meat is harder and darker compared to chicken or duck but it is very delicious.
You can eat goose plenty of places in Kars but some of them are touristic. Mr. Ali Canip borned in Kars has ordered goose and made a reservation before we went. When we have arrived our table was prepared. We have started our meal with a local soup called Evelik. It is making from lentil, potato, chick pea, cracked wheat and evelik plant. They have served goose meat with bulgur rice. It was a completely goose feast. You can drink wine at this restaurant. Another famous Kars meal, Piti was prepared for us in our hotel for our last dinner. Piti is preparing with lamb meat, chick pea and saffron. It is cooked in oven inside portion mugs. Before eating firstly you chop the bread on the plate. Then pour the water of food and last you empty the mug over it. There is no local dessert in Kars. People living here consume flour halva, tahini and molasse, natural honey.
Another meal is Hıngel or Cherkes ravioli. We can call big ravioli with meat. Do not neglect to have breakfast in Kars. According to me it is nicer than Van breakfast. You can eat famous honey of Kars, butter, layer and all kinds of cheese.
If you want to take more detailed information about Kars You can watch videos about Malakans on yuotube and Turkish film of Tarık Akan "Deli Deli Olma (2009)". I advise everybody to visit this beatiful city. If you also want to sledge on Lake Çıldır you must prefer to winter season. #KanGurular