Blue House Restaurant - Kaş - ANTALYA

Yazar: Erşen T. • 22 Ekim 2019 • Restoranlar (Üye Yorumları)

Kaş’a geldiğim bir akşam çok tavsiye edilen lokantalardan birine gitmek yerine yıllardır hizmet vermekte olan, kendine özgü bir yeri tercih ettim. Aslında bu lokanta içinde halen yaşanılan bir ev. Akşam saatlerinde bir bölümü lokantaya dönüşüyor. Dar ama etkileyici bir iç mekâna sahip. Forumlarda çokça bahsedilen, haftalar öncesinden rezervasyon yaptırmanız gereken mekânların çoğunu ruhsuz ve yapay bulduğum için onlara gitmek yerine burayı tercih ettim. 18.30 civarı içeri girmek istediğimizde girişin küçük bir zincirle kapatıldığını gördük. Bizi gören mekân sahibesi mutfaktan sorumlu elemanın henüz gelmediğini, dolayısıyla servisin henüz başlamadığını söyledi. Acıkmıştık ama peki diyip biraz daha turladıktan sonra tekrar geldik. Tamam bu kez sorun yok. Zincir kalkmıştı.
Lokantaya ilk girdiğinizde nostaljik ve şık bir dekorasyon sizi etkiliyor. Terasa çıkmadan önce bulunan meze bölümü, duvarda tarihi fotoğraflar, süslü ahşap mobilyalar, eski bir piyano… Bunlar dekorun önemli bölümleri. Teras bölümündeki manzara oldukça havadar ve Meis adasını görüyor. Tabi Kaş’ı da izlemeniz mümkün. Meze çeşitleri oldukça fazlaydı. Biz haydari ve çiroz aldık. Onların dışında havuç ve kabak tarator, börülce, soslu turp, pancar turşusu, zeytinyağlı çeşitleri, mantar dolma, mücver, humus, patlıcan salatası gibi pek çok çeşit daha vardı. Ara sıcak olarak tereyağlı keçi peyniri ve ızgara kalamar tercih ettik. Haydari sarımsak ve nane ilavesiyle kıvamlı bir yoğurttan başarılı şekilde hazırlanmıştı. Çiroz da lezzetli ve güzeldi. Saganakiyi andıran sıcak peynir oldukça leziz bir ara sıcak olmuş. İki parça halinde sunuluyor. Kalamarın panesi fazla unlu ve tuzsuzdu. Diğer lezzetlere kıyasla zayıf kaldı. Ana yemek olarak başka balık seçeneği olmadığı için levrek ve çipura söylemiştik. Fileto şeklinde ızgara edilip fırın patates ve lahana salatası eşliğinde geldi. Balıklar kurutulmadan, sulu kalacak şekilde pişirilmişti. Yemeğimize yöresel bir şarap çeşidi olan Likya Wines’ın Patara adlı roze şarabı birer kadeh olacak şekilde eşlik etti. Beklediğim kadar iyi olmayan ama rahat içimli bir şaraptı.
Fiyatlara değinecek olursam balıklar 55₺, sıcak peynir 25₺ kadeh şarap 20₺. Toplam maliyet 288₺. Kaliteli ve keyifli bir yemek isterseniz burayı rahatlıkla tavsiye ederim. Mekânın sahibesi Fazilet Hanım 27 senedir burayı işletiyor. Yanında çalıştırdığı elemanlar da en az 20 yıldır buranın çalışanı. Artık aile gibi olmuşlar. Fazilet Hanım sosyal medyada paylaşılan yorumların tarafsız olduğuna inanmadığı için internet ortamını pek önemsemiyor. İnsanların kendiliğinden lokantasına gelip keşfetmesini istiyor. Ticari kaygıdan ziyade keyif aldığı için bu işi yıllardır belli bir standartta devam ettiriyor. Ara sıra bilinmedik yerlere de uğramak lazım. #KanGurular Erşen T.

I preferred a unique place that is giving service for years instead of going to one of the mostly advised restaurants on an evening I visited Kaş. Actually this restaurant is a house still living in it. One part of it is converting to restaurant on evening time. It has a narrow but impressive inner area. Due to I found artificial and dull most of the other places that is talking on forums, you need to make reservation before weeks I preferred here instead of going them. When we wanted to enter the inside on about 6.30 pm. We saw that the entrance closed with a small chain. The mistress of the venue saw and told us the worker responsible for the kitchen did not come, service not started yet. We were hungry but we accepted and came again after we strolled a few minutes. This time there was no problem. The chain was gone.
When you enter the venue, firstly a chic and nostalgic decoration impresses you. Meze section before arriving to the terrace, historical photos on the wall, ornate wooden furniture, an old piano…these are the important parts of the decoration. The view on the terrace is very breezy and looking to Meis Island. Of course, you can watch also Kaş. Meze kinds were rich. We took thick yoghurt with garlic (haydari) and dried mackerel. There were many kinds like carrot and zucchini salad, sea beans, sauced radish, red beet pickle, olive oil dishes, stuffed mushroom, houmous, hash browns, eggplant salad. We preferred butter fried goat cheese and grilled calamari as hot starters. Haydari prepared successfully from thick yoghurt added with garlic and mint. Dried mackerel was also nice and yummy. Hot cheese, like saganaki, became a very delicious hot starter. It is serving as two pieces. The pane of calamari was too floury and unsalted. It was weaker than other tastes. We ordered sea bass and sea bream as main dish because of there was no other fish choice. Fishes came with baked potato and cabbage salad as grilled fillet. They cooked without drying. The rose wine from Likya Winery called Patara accompanied our meal as one glass per person. It was not good that I expected but an easy drinkable wine.
As I mention the prices fishes were 55₺, hot cheese was 25₺ glass of wine was 20₺. Total cost was 288₺. If you want to have a qualified and enjoyable meal, I can easily advise here. The mistress of the venue, Fazilet Hanım is managing here for 27 years. Their personnel also are working at least 20 years with her. They are like family now. She does not care the comments making in social media. Because she do not believe, they are objective. She wants to come and discover her venue by people. She continues this work along years with a certain standard due to she likes this job more than commercial concern. Sometimes you should visit also unknown places. #KanGurular