Pepo Galata'da Serap Kahraman'ın anlatımıyla üçüncüsü yapılan şarap tadımına katıldım. Aslında bu etkinlik klasik bir şarap tadımından çok daha çok şaraba giriş ve tanışma etkinliğiydi diyebilirim. Beş farklı şarabın farklı peynir çeşitleri ile nasıl eşleştirileceği konusunda workshop yapmış olduk.
Serap Hanım, Beykent Üniversitesi Gastronomi Bölümü bünyesinde dersler veriyor. Aynı zamanda coolfood adlı firmanın kurucusu. 14 kişinin katıldığı tadıma İsabey marka şarapla başladık. Şarap tadımının ilk adımını görsel kontrol diyebileceğimiz kadehin beyaz bir fon önünde 45 derece eğimli şekilde tutularak renginin kontrol edilmesi oluyor. Bordo tonlarından farklı bir ton görmek ( turuncu veya kahverengini andıran tonlar) şarabın bozulduğuna yani okside olduğuna dair başlıca kanıt. Ancak yıllanmaya uygun bazı şaraplarda renk değişimlerinin görülmesi normal. Mesela en az 10 yaşında bir şarabı inceliyorsanız bordodan farklı renk tonlarını görmeniz normal. Sakın bu şarabı bozuk diye dökmeyin yani:) şarabın fazla oksidasyona maruz kaldığını gösteren diğer bir kanıt ise ilk koklama esnasında burnunuza gelen tiner, aseton benzeri kokular. Bu, artık şarabın sirke olduğunu gösteriyor. Böyle bir şarap, kötü koşullarda saklandığı için oksijenle temas etmiş demek. Şarabı tatmadan önce aromalarını daha çok ortaya çıkarmak için kadehte dairesel hareketlerle çalkalıyoruz. Böylece oksijen teması sayesinde burnumuza gelen aromalar farklılaşıyor. Tadım esnasında ise bir yudum aldığımız şarabı dilimiz ile damağımız arasında tutarken, dişlerimizin arasından hava çekiyoruz. Bu esnada da oksijeni kullanarak aromaları daha iyi algılamak amaçlanıyor.
İçimi oldukça rahat, taneni fazla yüksek olmayan bu şaraba tabağımızdaki en uygun peynir mozzarella oldu. İki çeşidin de sadeliği birbirini tamamlıyordu. İsabey şarabı, Syrah, Alicante ve Carignan üzümlerinden oluşan bir kupaj ve tattığımız şaraplar arasında en hafif olanıydı. İkinci şarabımız Colossae markalı 2011 yılı rekolteli, Merlot üzümünden oluşan monosepaj bir şaraptı. Tadım esnasında en keyif aldığım şaraplardan biri bu oldu. 5-6 yıllık bu şarap meşe fıçı görmüş ve en az 10 yaşına dek olgunlaşabilecek potansiyele sahip. Eski kaşar peyniri bu şarap ile odlukça uyumluydu. Üçüncü sırada ise yine Colossae'den 2013 yılı Cabernet Sauvignon üzümü vardı. Bu diğerlerine nazaran daha sıradan bulduğum bir şarap oldu. Otlu veya isli peynirle güzel gidiyordu. Dördüncü şarabımız yine Colossae'den Şiraz üzümü oldu. Şiraz zaten sevdiğim bir üzüm olduğu için bu şarabı da epey keyifli buldum. Mozzarella ve isli peynir hariç tabaktaki hemen tüm peynirler ile uyumluydu. Son şarabımız ise Melen markasının Ganohora adlı Şiraz ve Merlot kupajıydı. Diğerlerinden farklı olarak bu dömisek bir şaraptı. Önce rokfor sonra kuru meyveler ile denedim. Rokfor ile uçlarda bir tadım deneyimi yaşıyorsunuz. Zorlayıcı. Kuru meyvelerle ise oldukça uyumluydu. #KanGurular Erşen T.
I joined the 3rd wine tasting in Pepo Galata arranged by Serap Kahraman. Actually, this event was a meeting people and entrance to wine event. We made a workshop about matching five different wines with different cheese kinds.
Serap Hanım is lecturing in the body of Beykent University Gastronomy Section. She is alsıo the founder of the firm called coolfood. We started the tasting 14 people joined with İsabey brand wine. The first step of the wine tasting is the visual color control by holding the glass with a 45 degrees angle on a white background. To see a color different from shade of claret red (orange or brown shades) is the primary prove for the deterioration in other words the oxidation of the wine. But it is normal to see the color changes in some wines appropriate for aging. For instance if you examine a wine at least 10 years aged, it is normal to see color shades different from claret red. So do not pour this wine because of it is spoilt. Another proof to show the wine is exposed to oxidation too much is the smells of acetone, paint thinner during the first smell. This shows that that wine became vinegar and contacted too much oxygen because of it was hiding in bad conditions.
Before tasting it we shake the wine with circular movements to release the fragrants much more. Thanks to the contact of oxygen the fragrants coming to our nose become different. After a take sip from the wine and hold it between our palate and tongue, we inspire air between our teeth. By doing this aiming at to feel the fragrants better by using oxygen.
İsabey wine was the lightest wine and a blended wine composed of syrah, alicante and carignan grapes. It is a easy to drink, not too much tanniferous wine matched the best with mozzarella cheese. The plainness of both kinds was completed eachother. Our second wine was a Colossae brand, 2011 harvest varietal merlot grape wine. It was one of the most enjoyable wines during tasting. It was 5-6 years aged and stayed in oak barrel. It has a potential to mature until 10 years. Aged cheese was very matching with this wine. 2013 year cabernet sauvignon grape was the 3rd turn again from Collosae. I found it more ordinary according to others. It was good matching with smoked or herbal cheese. Our 4th wine became shiraz grape from Colossae. I already liked the shiraz grape I also found enjoyable this wine. It was matching almost every kind of cheese in the plate except mozzarella and smoked cheese. Our last blended wine (shiraz and merlot) was from Melen brand called Ganohora. It was a semidry wine. I tried it firstly with roquefort and then dried fruits. It was compelling with roquefort. It was very matching with dried fruits. #KanGurular
İletişim/Ulaşım
Adres: Bereketzade Mahallesi, Camekan Sokak, No 1/D, Beyoğlu, İstanbul
Telefon: 0212 900 26 33