Sosyal medyadan takip ettiğim, gelmek istediğim fakat bir türlü fırsat bulamadığım bir mekandı, İkinci Bahar. Cuma günkü bahar havası, İkinci Bahar'a gelmemize vesile oldu. Mekan, Kanlıca İskelesinin hemen karşısındaki sokakta yer alıyor. Restoranın önüne geldiğimizde, Erdoğan bey, "Bize mi geldiniz?" diyerek aracımızı hemen bizden alıp mekanın önüne park etti. Merdivenlerden çıkınca, Egedeki bir evin bahçesine girmiş hissine kapılabilirsiniz. Bahçe kısmından da mekana giriş yapabiliyorsunuz. Doksanlı yıllarda geleneksel mutfaklardan yola çıkan Erdoğan Aktaş, 25 yıllık geçmişi ile "İkinci Bahar"ı İstanbul'un önde gelen restaurantlarından biri haline getirmiş. Daha sonra da Erđoğan Bey'in eşi Sinem Öztaş aşçılık eğitimini tamamlayarak ekibe katılmış. Organik ve doğal mutfakları da menülerine eklemişler. İkinci Bahar, bölgesel malzemeleri, geleneksel teknikle birleştirerek yerelliğe ve mevsimselliğe önem vererek konusunda öncülerin arasında yerini almış. Erdoğan Bey, İkinci Bahar'ı ve kendisini tanıttıktan sonra, siparişlerimizi de alarak ısmarladığımız yemekler konusunda bizi bilgilendirdi. Ben önceden bazı spesiyallerini bildiğim için, Kars Kazı ve Oğlak fırının önceliğim olacağını söyledim. Ne yazık ki önceden rezervasyonla yapılabildiğini öğrendim. Erdoğan bey önceden yarım yuvalama ile başlamamızı önerdi. Ana yemek olarak da Beğendili kuzu incik fırın ve dana etli Hünkar beğendi siparişi verdik. Yanlarında mevsim salata ve kendilerinin yaptığı yayık ayranını tercih ettik.
Dört saat odun fırınında pişen kuzu incik muhteşemdi. Çatalımı dokunur dokunmaz, et kemiğinden ayrıldı. Hünkar beğendi de çok lezzetliydi. Salatadaki yeşillikleri Kanlıca'da ki bahçelerden tedarik ettiklerini söylediler. Yayık ayranı da köy ayranı gibiydi. Tatlı olarak da Sinem hanımın sakızlı "Anneanne sütlacı" nı tattık. Sütlacın nostaljik kasesi de, lezzeti de tam bir anneanne sütlacıydı. İkram edilen kahvelerimizin fincanları da nostaljikti. Yanında gelen su da enteresandı, suyun içinde uğur böcekli cam kaşıkta çevirme denilen damla sakızlı macun ve nane yaprakları vardı.
İkinci Bahar sunumları, servisleri, lezzetleri ve doğallığı ile tercih edilmesi gereken mekanlardan. Kendinizi evinizde gibi hissetmenizi, gerek mekan olarak gerekse servis olarak sağlamak için ellerinden geleni yapıyorlar.
Yuvalama çorbasını, Hünkar beğendisini, 4 saat odun fırınında pişen kuzu incik ve oğlak fırını, anneanne sütlacını tatmak için yolunuzu Kanlıca'dan geçirmenizi öneririm. Bu arada, Ayhan Sicimoğlu, Mehmet Yaşin ve Hıncal Uluç'un da İkinci Bahar'a sık sık uğradığını duyduk. #KanGurular Ali A.
Here is the place I have wanted to visit and followed in social media. The place is located in the street across the Kanlıca Pier. You can enter the place also from garden part. When you come here, you can feel as if you entered a home in Aegean Region. The owner, Erdoğan Aktaş, has inspired from traditional kitchens and maked here one of the leading restaurants in Istanbul for 25 years. Then, his wife, Sinem öztaş has completed her cooking education and joined the team . They have added also organic foods to the menu. İkinci Bahar, has combined the local ingredients with traditional tecniques, caring about seasoning and locality. Thanks to this, it has become one of the pioneers in food sector. Mr. Aktaş has informed us about our orders. I have wanted to tasted Kars goose and kid in the oven. Unfortunately, we have learned that these foods could be prepared by reservation before coming. He has suggested us to start with half portion yuvalama soup and lamb shank in oven, Hünkar beğendi ( cow meat with eggplant puree with cheese) as main course. We have also ordered seasonal salad and home made ayran.
Lamb shank has cooked in oven for 4 hours and it was marvellous. The meat has seperated from bone when I touched it. Hünkar beğendi was also very delicious. The green vegetables in salad were gardens in Kanlıca. Ayran was like village ayran. We have tried grandmother rice pudding of Mrs. Öztaş as dessert. It was with mastic flavour. The taste of it was nostalgic. The cups of Turkish Coffee were also nostalgic and has served with a special dessert called Çevirme. This dessert has been served with a spoon inside water. The spoon was full of mastic paste and there were some mint leaves in the water. It is a historical Greek dessert.
Here is deserve to has been visit with its service, tastes and naturality. They are doing your best to make you feel at your home. You can visit here to try our menu. #KanGurular
Geçen akşam KanGurular olarak mekanı ziyaret ederek, oğlak, kaz ve kuzu incik tadımı yaptık. Önden kıyma ağırlıklı fındık lahmacunlar geldi. Arkadan eş zamanlı olarak iç pilavlı ve siyes bulgur pilavlı oğlak ve kaz eti geldi. Oğlak eti, önceki denemelerime göre daha yumuşak ve lezzetliydi. Kaz etini ilk kez denedim. Öncelikle aşırı tuzluydu ve bu nedenle kabuksu bir dokusu vardı. Yapım aşamasında tuz kullanıldığı için böyleymiş. Haşlanarak fırınlanmasına rağmen tuz miktarı epey yüksekti. Çatal yerine elle daha rahat yeniyor. Bu nedenle oğlak gibi favori bir lezzet olmadı benim için. Pilavlar ve ortaya gelen kuzu incik de mükemmeldi. Saatlerce fırında kalıp lokumlaşan kuzu incik mutlaka tadılmalı. Finalde gelen anneanne sütlacı da emek harcanarak yapılmış sakız oranı çok yüksek olmayan bir tatlıydı. O da çok güzeldi. Mekan yıllardır mahalle arasında kalmasına rağmen biliniyor ve böylece yaşamaya devam ediyor. Küçük ama samimi bir ortamı var. #KanGurular Erşen T.
KanGurular grubu olarak aldığımız tavsiye ve bilgiler üzerine Kanlıca da İkinci Bahar Lokantası'nın lezzetlerini tatmaya ve ortamını görmeye geldik. Hıncal Uluç'un özel masasının olduğu bu güzide mekanda oğlak ve kaz eti tatmaya geldik ama esas buranın spesiyali kuzu tandırmış. Oğlak eti hakikaten oldukça iyi pişmiş ve lezzetliydi. Kaz etini ilk defa denedim. Kars'tan tuzlanarak getirilmiş kaz önce haşlanmış sonra fırınlanmış, görüntüsü mükemmeldi fakat tadı için ayni şeyi söyleyemeyeceğim. Çok aşırı tuzlu ve eti kıtır kıtırdı. Cips yer gibi yedik. Gece boyunca tek olumsuz tat bu kaz etiydi. Yemeğin yanında sunulan pilavlar güzeldi. Bu mekanda alkol servisi yok. Ayrıca kahvaltı için de bu mekanı tavsiye ediyorlar özellikle güzel havalarda dışarıda açık havada yemek yemenizi tavsiye ederim. Bu arada mekanın sahibi Erdoğan bey oldukça ilgili ve misafirleriyle birer birer ilgileniyor ve uzun yıllardır bu mekanı ayakta tutuyor. Yemeğin sonunda gelen Anneanne sütlacı gerçekten çok güzeldi. Bugüne kadar yediğim en güzel sütlaçlardan biri oldu. Bu mekanı tavsiye ediyorum . #KanGurular Fuat Ş.
Adını sıkça duyduğumuz, İkinci Bahar adlı mekana, KanGurular olarak topluca gitmeye karar verdik. Gitmeden önce mekan yetkilisi Erdoğan Bey ile konuşup, şu aralar mevsimi olan oğlak ve Kars kazı pişirmeleri için rica da bulunduk. Hafta içi akşam olduğundan sahil yolu trafiğine yakalanmamak için dağları tepeleri aşarak mekana gelebildik. Mekan, Kanlıca'da bir sokak içerisinde. Otoparkı yok, sokakta önünde bulacağınız boş bir yere aracınızı bırakabiliyorsunuz. Bahçesini gerçekten çok hoş yapmışlar, hafta sonu, bahçesinde kahvaltı keyifli olabilir. O akşam çok soğuk olduğu için içeride oturduk. İç oturma alanı, tablolar ve dekor ile sevimli hale getirilmeye çalışılmış fakat maalesef yeterli olmamış. İçeride ortada duran kocaman fırın pek hoş gözükmüyor. Bence buraya gelindiğinde mümkünse bahçe tercih edilmeli. Daha önceden sipariş verdiğimiz ve saatlerce fırında pişen kaz ve oğlak, biz geldiğimizde hazırlanmıştı. Önden zeytinyağı ve zeytinler, kara buğday ekmeği ile masaya servis edildi. Kara buğday ekmeği, uzun süredir unuttuğum ve tat hafızamdan silinmiş olan, memleketimin kepekli unlu bazlamasının lezzetine benziyordu ve çok hoşuma gitti. İstanbul'da böyle bir lezzeti tadabileceğimi hiç zannetmiyordum. Arkasından domatesli yeşil salata ve fındık lahmacun servis edildi. Salata bildiğiniz salataydı, fındık lahmacunların kıyması bol ve lezzetliydi. Ayran, Kanlıca yoğurdundan yapılmıştı, doğal ve çok lezzetliydi. Ana yemekler sırasıyla servis edilmeye başlandı. Siyes bulgur pilav ve iç pilavla, oğlak masamıza teşrif etti. Tam kıvamında pişmiş, yumuşak ve lezzetliydi. Porsiyonu az bile geldi denilebilir. Bunun üstüne maalesef günün hayal kırıklığı olan Kars kazı geldi. Tuzlanmış kaz, tuzundan arındırıldığı söylense de çok tuzlu ve fazlaca sertti, yani olmamıştı. Herkes ucundan tırtıkladı, tabaklar geldiği gibi kaldı. Bence bu tabağın, yenecek durumda olmadığı fark edildiği anda masaya servis edilmemeliydi. Erdoğan bey, kazın yenmediğini fark ettikten sonra, tatmamız için incik hazırlattı. İncik'in kıvamı ve lezzeti yerindeydi. Yemeğin üzerine tatlı olarak biraz porsiyonu küçük olan anneanne sütlaçlarımız geldi. Kıvamı ve sakız miktarının dengesi tam kararındaydı. Lezzeti de harikaydı. Buraya sadece bu lezzet için bile gelinebilir. Fiyatlar, biraz ortalama üzeri. Fındık lahmacunun fiyatının 4 TL olması bana göre yüksek. Yapılan servis ortalamaydı fakat en önemlisi servis yapılırken biraz daha güler yüzlü olunmalı. Misafirperverliği ve sohbeti için Erdoğan Bey'e çok teşekkür ederim. Önümüzdeki günlerde, bahçesinde, hafta sonu kahvaltısını da denemek istiyorum... #KanGurular Gültekin U.
KanGurular'ın Puanı
KanGurular | Lezzet | Servis | Atmosfer | Fiyat | SONUÇ |
---|---|---|---|---|---|
Alp Mete E. | 7 | 8 | 6 | 7 | 7 |
Erşen T. | 7 | 8 | 6 | 7 | 7 |
Gültekin U. | 7 | 6 | 7 | 7 | 6.75 |
Alparslan K. | 7 | 8 | 6 | 7 | 7 |
Murat U. | 8 | 7 | 8 | 9 | 8 |
Fuat Ş. | 8 | 7 | 8 | 8 | 7.75 |
Ali A. | 8 | 8 | 8 | 9 | 8.25 |
KanGurular SONUÇ | 7.43 | 7.43 | 7 | 7.71 | 7.39 |
Notun Değerlendirmesi:
0 - 5Bizce Gitmeyin5 - 6Pişman Olabilirsiniz
6 - 7Ortalama Mekan
7 - 8Gidilebilir
8 - 9Bizce Gidilir
9 - 10Mutlaka Gidin
Foto Galeri
İletişim/Ulaşım
Adres: Küçüksu Mahallesi Mihrabat Caddesi No:10 Kanlıca Beykoz / İstanbul
Telefon: +90216 4257292 ; +90216 3312985