Murat Mumcuoğlu'nun (@sarapatolyes'nin) 23 Şubat'ta IWSA'da düzenlediği dikey tadım etkinliğine katıldım. Benim için profesyonel düzeyde katıldığım ilk tadım etkinliğiydi. Yeri gelmişken dikey tadım, aynı markanın tek bir üzüm çeşidini kullanarak çıkardığı tüm şarap çeşitlerinin tadıldığı bir etkinliği ifade eden bir tabir. Biz de Kayra Buzbağ Rezerve serisinin 2004-2013 yılları arasında çıkardığı, Öküzgözü ve Boğazkere üzümlerinden oluşan 9 farklı çeşit şarabı tattık. Tadım öncesi firmada winemaker olarak görev yapan Emre Bey, Öküzgözü ve Boğazkere üzüm çeşitlerinin özellikleri ile Elazığ ve Diyarbakır yörelerinin genel yapısı hakkında bilgi verdi. Öküzgözü üzümünün tanen seviyesi, Boğazkere'ye kıyasla daha düşük ve daha ince kabuklu. Elazığ, öküzgözünün yetiştiği diğer yerlere kıyasla daha yüksek rakımlı olduğu için hasat zamanı biraz daha sarkıyor. Eylül ortalarından Ekim ortalarına dek hasadı gerçekleşiyor. Elazığ'da 10 kadar alt türü olan bir üzüm türü. Örneğin Trakya yöresinde farklı bir görünüşe sahip klonu mevcut. Buradaki tesiste iki üzüm türünden 12 çeşit şarap türü üretiliyor. Kayra Buzbağ şarabı 1944'ten beri üretiliyor. 1994'e dek geleneksel beton tanklarda üretilen şarap o tarihten itibaren çelik tanka konulmaya başlıyor ve üretim hacmi de arttırılıyor. Tattığımız rezerve serisi, normal seriden tamamen bağımsız yöntemler ile elde ediliyor. Yani yaygın kanının aksine normal serinin yıllandırılmasıyla yapılmıyor. Boğazkere, küçük, kızıl renkli yapraklara sahip bir üzüm. Öküzgözü ise yeşil, büyük yaprakları ile kendini belli eder. Bağlarda geleneksel bir bağcılık türü olan goble terbiye sistemi yaygın. Bu yöntemde telli terbiye sisteminin aksine tel kullanılmaz ve asmalar toprağa değmemesi için asma gövdesine bulunan kollar kullanılır. Her kolun ucunda kısa budama çubukları vardır. Boğazkere ise daha kalın kabuklu ve tanen açısından zengin. Öyle ki tek başına, üzüm olarak yemesi zor. Bu üzümün hasat süresi öküzgözüne kıyasla 15 gün kadar daha geç gerçekleşiyor.
Etkinlik öncesinde tüm şaraplar kadehlere konmuş ve bir saat kadar havalanmışlardı. Tarih olarak en eski üretim olan şaraptan başlayarak günümüze doğru geldik. Her bir şarap için detaylı içerik bilgilerinin olduğu kağıtlara notlar aldık. Üzümün yetiştiği yılın hava koşullarından, konulduğu meşe fıçının türüne kadar pek çok faktör şarabın aromasını etkiliyor. Mesela hasat döneminde kuraklığın yaşandığı yıl, şarabın asiditesini arttırıyor. Kayra firması, 2009 yılında Boğazkere üzümlerinin kalitesinden emin olmadığı için o yıl bir şarap piyasaya sürmemiş. Ha diyelim sürseydi, o şarap bize içilemeyecek kadar kötü mü gelecekti? Muhtemelen hayır ama mükemmeliyetçi bir yaklaşımla tedbirli olmayı seçmişler ve işi şansa bırakmamak için üretim yapmamayı tercih etmişler. Şarap tadımlarında önemli olan içmekten ziyade tadım olduğu için, yudumladığımız şarabı yutmadan tükürüyoruz. Beğendiğim yıllara ait şarapları içtim. Diğerleri tükürüldüğü için ziyan oldu ama aksi halde de bizi sarhoş ederdi. 2004, 2005 ve 2006 yıllarına ait şaraplar artık olgunluk dönemlerine ulaştıkları için aç ve iç kıvamındaydılar. Diğer bir deyişle yıllandırılmaya artık uygun değillerdi. 2007-2010 dönemi şarapları ise hem açıp içilmeye hem de yıllandırmaya uygun koşuldaydılar. Daha yakın tarihli şaraplar ise zaman açısından yıllandırmaya oldukça uygundular. Öküzgözü ve Boğazkere üzümleri yöresel karakter taşıyan ve birbirini tamamlayıcı özelliğe sahipler. Kupajdaki bu özellik dünyada sayılı üzüm çeşidi için geçerli.
Ufak peynir ve sucuk dilimlerinin eşlikçi olduğu tadımda görüş alışverişi kısmı bilgilendiriciydi. Meşe fışının kullanıldığı şaraplarda kazandıkları deneyime göre şu tespit edilmiş: Boğazkere Amerikan meşe (daha vanilya ağırlıklı aromalar verir) ile öküzgözü ise Fransız Meşe (baharat, tütün, çikolata gibi daha ağır aromalar verir) ile daha iyi sonuç veriyor. Katılımcıların çoğu en çok 2007, 2008 ve 2012 yıllarına ait şarapları beğendi. #KanGurular Erşen T.
I joined the vertical tasting event on 23rd of February arrnged by Murat Mumcuoğlu (@sarapatolyesi) in IWSA. It was the first professional tasting event for me. Vertical tasting is a term expressing all kinds of wine produced by using the same grape kind. We tasted 9 different wine kinds of Kayra Buzbağ Rezerve serie composed of öküzgözü and boğazkere grapes issued between 2004-2013. Before tasting the winemaker of the firm, Emre Bey gave information about öküzgözü and boğazkere grape kinds, general status of Elazığ and Diyarbakır regions. The tannin level of öküzgözü is lower than boğazkere and it has a thinner crust. Becasuse of Elazığ is located in a higher altitude harvest time has extended more. Its harvest is actualising from middle of September to the middle of October. It has 10 different subtypes in Elazığ. For example it has a clon in Trakya region with a different shaped. It has been produced 12 kinds of wine from 2 grape kinds in the facility in Elazığ. Kayra Buzbağ wine has been produced since 1944. The wine has been produced in traditonal concrete tanks until 1994. They started it to put steel tanks from that date and production volume has been increased. The serie of reserve is providing totally different methods from normal serie. So it has not been produced by aging normal serie. Boğazkere is a small grape with scarlet leaves. Öküzgözü reveals itself with its green, big leaves. Goble cultivation system is common in vineries. It is not used wire in this method on the contrary of cultivation sytem with wire. Short arms in the vines are used not to touch grapevines into soil. There are short pruning sticks in the edge of every arm. Boğazkere is a richer in respect of tannin and has a thicker crust. It was hard to eat it alone. The harvest time of this grape is actualising 15 days later than öküzgözü.
All the wines were put glasses and vented up about one hour before event. We started from the oldest wine through present day. We took notes on to the papers written detailed content information for every wine. A lot of factors are impressing the fragrance of the wine from the weather conditions of the year of when the grape is grown to the oak barrel which was put into. For example an arrid year increases the acidity level of the wine. Kayra firm was not issued wine on that year because of they could not sure about the quality of boğazkere of 2009. If they issued wines in 2009 Will these wines be too bad and undrinkable? Probably not but they preferred to be cautious and not to be produced with a perfectionist approach. Due to the tasting is more important than drinking in wine tastings we spitted the wines we sipped. I completely drank wines which I liked. Other ones went to waste but otherwise we got drunk. Wines of the 2004, 2005 and 2006 has arrived their maturity they were consistency to open and drink. They were not appropriate to aged in other words. The wines of 2007-2010 turn were appropriate to both aged and drink. Younger wines were very appropriate to aged. Öküzgözü and boğazkere grapes are local grapes supplementary for each other. This is a rare specialty for blended wines in worldwide.
The conference section of the tasting was informative. According to the experience they gained from winemaking in respect of the wines aged in oak barrels; boğazkere is giving more successful results with American oak (it gives vanilla fragrance), öküzgözü is giving more successful results with French oak. ( more dense fragrance like spice, chocolate, tobacco) most of the participants liked the wines of 2007, 2008 and 2012. #KanGurular
İletişim/Ulaşım
Adres: Merkez Mahallesi, İstiklal Sokağı, Şişli/İstanbul
Telefon: +90212 252 9161